İngiliz bilim adamlarının yeni bir çalışmasının ilerlemesi. İngiliz bilim adamları ve onların işe yaramaz araştırmaları

İngiliz bilim adamları bir zamanlar İngiliz bilim adamlarının en zeki olduklarını bulmuşlardı. Ve bu kesinlikle bir gazete şakası değil, aslında böyle bir çalışma yapılmış. İşte İngiliz bilim adamlarının yaptığı en ilginç ve saçma şeylerden bir seçki.

Bowling sağlığınız için tehlikelidir.

Bu araştırma yaklaşık iki yıl sürdü ve 250 bin sterline mal oldu. Bilim insanları, çocukların veya gençlerin bowling oynarken şeritler boyunca koşmaya başladıklarını ve lobutları ayarlayan mekanizmaya sıkışıp kaldıklarını keşfetti. Yayın, bu tür vakaların daha önce kaydedilmediğini ancak bilim adamlarına göre bu tür durumların meydana gelme olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. Ayrıca Sağlık, Güvenlik ve Sağlık İdaresi raporunda yetişkinlerin de şeritte yürümeye ve elleriyle bir iğneyi düşürmeye karar vermeleri halinde aynı derecede yüksek risk altında olacağı belirtildi.

Erkeklerle başarılı olabilmek için bir kadının vücut yüzeyinin %40'ını açığa çıkarması gerekir.

Üniversite bilim adamları İngiliz şehri Leeds, yüzyıllardır kadınları ve erkekleri rahatsız eden bir sorunun cevabını buldu: Fazla mütevazı olmakla fazla havai olmak arasındaki çizgi tam olarak nerede? kadın giyim. Çalışma, şehrin en büyük gece kulübünün müşterilerini dans pistinin üzerindeki balkondan gizlice gözlemleyen dört araştırmacının yaptığı gözlemlere dayanıyor. Araştırmanın yazarları, kızlara dans etmelerini isteyen kaç erkeğin yaklaştığını gözlemledi ve kızları giydikleri kıyafet miktarına göre böldü. Yapılan araştırmalara göre çıplak tenin kıyafete ideal oranı 40:60'tır. Aynı zamanda çok çıplak olan kadınlar, çok mütevazı giyinen kadınlara göre daha az başarılıydı.

Evcil hayvanlar gezegeni arabalardan daha fazla kirletiyor.

İngiliz bilim adamları Brenda ve Robert Weil, şok edici başlığı olan "Köpek Yeme Zamanı mı?" adlı bir kitap yayınladılar. Bu cümle bize insanların Antarktika'yı fethettiği zamanlardan geldi. Yiyeceğin bittiği durumlarda gezginler kızak köpeklerini yemek zorunda kalıyordu. Yazarlar okuyucuya bir mesajla hitap ediyor: şu anda doğal kaynaklar tükendiğinde evcil hayvanlar, gezegenin iyiliği için karşılayamayacağımız bir lüks haline gelir. Weils'in hesaplamalarına göre her köpeğin yılda ortalama 164 kg ete ve 95 kg tahıla ihtiyacı vardır. Bu ürünleri üretmek için 0,84 hektar alana ihtiyaç vardır (Alman Çoban Köpeği için 1,1 hektar).

Bilim adamlarına göre, bir SUV inşa etmek ve 10 bin km yol kat etmek için 55,1 gigajoule miktarında enerji gerekiyor. Ve bir hektarlık arazi yılda 135 gigajoule'e eşit enerji üretebilir. Başka bir deyişle, bir arabanın kirletici etkisi çevre bir köpeğe kıyasla iki kat daha düşük. Benzer denklemler diğer evcil hayvanlar için de geçerlidir. Bir kedinin büyük bir minibüs kadar (hektar cinsinden - 0,15) enerji tükettiği, 0,28 hektarlık bir çift hamsterin bir plazma TV ile karşılaştırılabilir olduğu, kırmızı bir balığın (0,00034 hektar) iki cep telefonu kadar enerji tükettiği ortaya çıktı. .

İngiliz bilim adamları büyükannelerin neden var olduğunu anladılar.

Antropolog Leslie Knapp ve Cambridge Üniversitesi'nden meslektaşlarıyla birlikte Japonya, Etiyopya, Gambiya ve Malavi'deki köylerde, Almanya, İngiltere ve Kanada'daki şehirlerde geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirildi. Araştırmayla ilgili bir makale Proceedings of the Royal Society dergisinde yayınlandı. Bazı tarihsel verileri toplayıp özellikleri inceledikten sonra modern yaşam Leslie Knapp, X kromozomu "büyükanneler hipotezini" öne sürdü. Araştırmada yapılan bir meta-analiz, torunlarına yakın yaşayan büyükannelerin torunlarının hayatta kalma oranını etkilediğini ortaya çıkardı. Antropologlara göre kadınlar üreme çağından sonra genlerini, yani DNA'nın kalıtsal kısımlarını daha iyi koruyabiliyorlar. Kendi çocuklarına bakma fırsatını kaybeden kadın, torunlarının bakımına yöneliyor. Aynı zamanda biriktirdiği tecrübeyi yetişkin çocuklarına aktarıyor.

Bir kadın genlerinin yaklaşık %31'ini kendi oğullarının kızlarına aktarıyor. Oğulların oğulları, büyükannelerinin genlerinin yalnızca %23'ünü miras alır. Kızlarının torunları (her iki cinsiyetten) yaklaşık olarak ortadadır - %25. X kromozomundan bahsedersek, oğlunun oğullarının büyükanneleriyle hiçbir ilgisi yoktur (X kromozomlarını annelerinden alırlar). Büyükanneye en yakın olanlar yine oğlunun kızlarıdır.

Noel Baba efsanesi varlığını halüsinojenik mantarlara borçludur.

İngiliz bilim adamları, Noel Baba'nın uçan ren geyiği üzerinde seyahat ettiği efsanesinin, görünüşünü Laponya sakinlerinin şımartmayı sevdiği halüsinojenik mantarlara borçlu olduğuna inanıyor. Noel Baba'nın hikayesinin modern Finlandiya'nın kuzeyindeki Lapland'da doğduğu biliniyor. Bilim adamlarının bulduğu gibi, sinek mantarı yiyen geyiklerin idrarını sıklıkla içen Lapps orada yaşıyordu. İÇİNDE laboratuvar koşulları Bilim insanları bu mantarlardan güçlü bir halüsinojenik madde elde ettiler. Bilim adamları, Laponların daha sonra iyi Noel Baba efsanesine dönüşen uçan geyikleri hayal etmelerine şaşmamalı. Bilim adamları, Yeni Yıl karakterinin parlak kırmızı elbisesini halüsinojenik bir mantarın rengiyle açıklıyorlar. Sinek mantarının kırmızı ve beyaz rengi, insanların iltihaplı hayal gücünde kırmızı kaftanlı, beyaz sakallı yaşlı bir adama dönüştü.

Mini etek ömrü uzatıyor

Bir kadın ne kadar az kıyafet giyerse o kadar uzun yaşar - İngiliz bilim adamları, antropolog Sir Edwin Burkhart'ın önderliğinde bu ilginç sonuca vardılar. Araştırmaya 70 yaş üstü 5.000'den fazla kadın katıldı. Analizin sonucu antropologları hayrete düşürdü: Katılımcı ne kadar az kıyafet giyiyorsa, yaşlılığa kadar yaşama ihtimali de o kadar yüksekti.

Bilim adamlarının bu ilişkiyi açıklamak için çeşitli teorileri var. Birincisi, giysiler, temizlik ve yıkama sırasında kullanılan kimyasalların kalıntılarını içerir; bu kalıntılar, terle reaksiyona girdiğinde cilde nüfuz eden ve kanser gelişimi de dahil olmak üzere sağlığı olumsuz yönde etkileyen bileşikler oluşturabilir. İkincisi, açık giyinen bir kadın erkekleri cezbeder ve daha fazla şans evlenmek. Bilindiği üzere sağlık aile insanları bekar insanlardan daha iyi ve daha uzun yaşıyorlar. Üçüncüsü, minimal kıyafet giyen kadınlar maruz kalıyor doğal faktörler, ömrünü etkiliyor. Dördüncüsü, İngiliz bilim adamlarına göre bu tür hanımlar daha açık sözlü, zeki, bağımsız ve kendilerine daha fazla bakıyorlar. Beşincisi, açık kıyafetleri sevenlerin seks yapma olasılığı daha yüksektir, bu da araştırmacıların bakış açısına göre uzun ömürlülüğü etkileyen bir başka yararlı faktördür.

İletişim kalp krizi, felç ve grip riskini azaltır.

Sosyal aktiviteİnsan sağlığının korunmasında egzersiz, diyet veya ilaç tedavisi kadar önemlidir. İngiliz ve Avustralyalı bilim adamlarının yaptığı araştırmanın sonuçları Londra gazetesi Daily Express'te yayınlandı. Çeşitli alanlarda aktif iletişim sosyal gruplar ve ekipler miyokard enfarktüsü, felç ve hatta grip riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Yayın, Avustralya Queensland Üniversitesi'nden Profesör Jolanda Jetten'in, restoranlar ve kafeler de dahil olmak üzere masada yapılan coşkulu sohbetlerin en çok beyin aktivitesini artırdığını gösteren bir çalışmasının sonuçlarına atıfta bulunuyor. olumlu bir şekilde sağlığı etkiler.

En akıllı bilim adamları İngiltere'de yaşıyor.

İngiliz bilim adamları dünyadaki en üretken bilim insanlarıdır. Yapılan bir araştırmaya göre İngiltere, ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor. bilimsel keşifler ve yıl içinde yaşanan gelişmeler. Bunu fon miktarıyla karşılaştırmak bilimsel endüstri ve içinde çalışan insan sayısı göz önüne alındığında, İngiliz bilim adamlarının denizaşırı meslektaşlarından çok daha verimli çalıştıkları sonucuna varabiliriz.

Bilimsel makalelerin sayısına, bunların bilim dünyasındaki etkilerine ve alıntı sıklıklarına dayanan araştırma, 1997 ile 2001 yılları arasında Birleşik Krallık'ın yüzde 9,4 ürettiğini ortaya çıkardı. bilimsel yayınlar, en çok alıntı yapılan makalelerin yüzde 12,8'ini oluşturuyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Almanya'da bu oranlar yüzde 8,8 ve yüzde 10,4, Japonya'da ise yüzde 9,3 ve yüzde 6,9'dur. Her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri toplam hacim açısından yüzde 35 ve yüzde 63 oranında çok ileri gitmiş olsa da, Amerikalı bilim adamlarının verimliliği önceki yıllara göre önemli ölçüde azaldı.

Yaban mersini senil demansa karşı koruma sağlar.

İngiliz bilim adamları, günlük yaban mersini veya yaban mersinli milkshake tüketiminin konsantrasyonu artırdığını ve yaşlılık demansının gelişimini önlediğini bulmuşlardır. Araştırma için bilim insanları yaşları 18 ile 30 arasında 40 gönüllüyü davet etti. Denekler her sabah bir bardak yaban mersinli milkshake içtiler ve doktorların önerdiği diyete uydular. Gün boyunca birkaç tane yaptılar fiziksel egzersiz Bu sırada dikkat konsantrasyonunun düzeyi izlendi. Birkaç hafta sonra meyveler gönüllülerin diyetinden çıkarıldı. Sonuç olarak, deney katılımcılarının iki saatlik egzersiz sonrasında konsantrasyon düzeyleri yüzde 15-20 oranında azaldı.

Cep telefonları arıları öldürüyor.

Cep telefonu radyasyonunun arılar üzerinde son derece olumsuz etkisi vardır; koloninin çökmesine ve hatta yok olmasına yol açabilir. kitlesel yok oluş. Dr. Daniel Favre liderliğindeki İngiliz uzmanlar bu sonuca vardı. Bilim insanları kovanın altına çalışan bir cep telefonu yerleştirerek bir deney gerçekleştirdi. Arıların telefona bir çağrı geldiğinde çok tedirgin oldukları ortaya çıktı. Bir sürü halinde toplanırlar ve sinyal kesildikten sonra sakinleşirler.

Önceki deneylerde, bir kovanın yakınına bırakılan bir telefon, bir arı kolonisinin çökmesine ve arı kolonilerinin kitlesel yok oluşuna yol açmıştı. Mobil iletişimden kaynaklanan radyasyon arıların %43'ünü öldürürken, örneğin pestisitler bu böceklerin yalnızca %3'ünü öldürür. Gerçek şu ki, GSM protokolü altındaki hücresel ağlar 800 ila 1200 MHz arasındaki frekanslarda çalışıyor. Arılar da aynı frekanslarda iletişim kurar ve en önemlisi yön bulur. Hücresel ağlar kanalı “tıkar” ve yönünü şaşıran arılar yaşadıkları ve beslendikleri yeri bulamazlar.

Ara sıra yemin etmek iyidir.

İngiliz bilim insanları bazen küfürün sağlığa iyi geldiğini bildiriyor. Üstelik küfür, genellikle küfür kullanmayan kişilerin çoğuna yardımcı olur. küfür. Özellikle güçlü kelimelerin belirgin bir analjezik etkisi vardır. Araştırmacılar 70 öğrencinin katıldığı bir deney gerçekleştirdi. Ellerini içeride tutmak zorunda kaldılar buzlu su mümkün olduğu kadar uzun süre. Tamamen dayanılmaz hale gelince müstehcen bir dil kullanmaları istendi. Bu sırada bilim insanları beyin merkezlerinin aktivitesini ve diğer vücut reaksiyonlarını ölçtüler. Deneylerde küfür eden katılımcıların, bu sözleri söyleyemeyenlere göre ellerini daha uzun süre suda tutabildikleri ortaya çıktı. Aynı zamanda en büyük etki genellikle müstehcen ifadeleri nadiren kullananlar bunu başardı.

Bir kişi rüyada ciddi şekilde hastalanabilir.

İyi ve sağlıklı bir uyku şunlara yol açabilir: ciddi hastalıklar. İngiliz bilim adamları bu sonuca vardılar. Özellikle sırt üstü uyumak astım ve kalp problemleriyle doludur, çünkü bu pozisyonda vücuda yeterli oksijen sağlanmamaktadır. Bir kişi yan yatarsa bu durum aşağıdaki durumlara yol açabilir: erken eğitim kırışıklıklar Ve eğer uyuyan kişi "cenin pozisyonunu" alırsa migren ağrısı ve servikal omurgada sorunlar yaşama riskiyle karşı karşıya kalır. Yüzüstü uyuduğunuzda boyun da acı çekecektir. Ayrıca bu pozisyonda uyuyan kişinin elleri uyuşacaktır ve belirli durumlarÇenenizi de kıvırabilirsiniz. Sarılarak uyumayı sevenler sırt, boyun, bacak ve kollarda ağrılar yaşamaya başlayacaklardır. İngiliz bilim adamları uyku pozisyonları için diğer seçenekleri dikkate almadılar.

Kadınlar kasvetli erkeklerden hoşlanır.

Kadınlar mutlu görünen erkeklerden ziyade karamsar erkeklerden daha çok etkilenirler. Üniversiteden bilim insanları bu sonuca vardı Britanya Kolumbiyası. Araştırmaya binlerce gönüllüden oluşan bir grup katıldı. Karşı cinsten kişilerin fotoğraflarına bakıp bunları bakış açısıyla değerlendirmeleri istendi. cinsel çekicilik. Fotoğrafı çekilen tüm insanlar farklı ifade duyguların tezahürleriyle ilişkili yüzler (geniş bir gülümsemeden yere indirilen gözlere kadar).

Psikologlar görüntülerin cinsel çekiciliğine ilişkin ilk izlenimi değerlendirdi. Kadınların kasvetli, konsantre yüzlerden daha çok etkilendiği ortaya çıktı. Güler yüzlü, neşeli erkeklerden hoşlanmazlar. Bilim adamları, kadınların bir erkeğin kasvetli görünümünü onun statüsü, zenginliği, güvenilirliği ve bir partnere ve çocuklara bakma becerisiyle ilişkilendirdiğine inanıyor. Ancak bir gülümseme zayıflığı ve savunmasızlığı gösterir. Buna karşılık erkekler daha fazla dikkat Daha güçlü cinsiyetin temsilcileri, iletişim kurması ve itaat etmesi daha kolay kadınları tercih ettiğinden, gülümseyen, neşeli kadınlara ilgi duyuyorlar.

Eski cep telefonları bitkilerin bulunduğu saksılara gömülmelidir.

Bir grup İngiliz bilim adamı eskilerden kurtulmanın orijinal bir yolunu icat etti cep telefonları. Bunları atmayı değil, bitkilerin bulunduğu saksılara gömmeyi öneriyorlar. Elemanlar cep telefonu Bir süre sonra biyokimyasal olarak ayrışırlar. Toprakla birlikte bazı bitkilerin büyümesi için uygun koşullar yaratırlar. Ayçiçeği en iyi şekilde telefonlu bir tencerede büyür. Bilim insanları, telefon modelinin bitkilerin büyüme hızını etkileyip etkilemediğini henüz belirleyemedi.

Karıncalar arasında dolandırıcılar ve yolsuzluk yapan memurlar da var.

"Önce ders çalışırken sosyal düzen Leeds Üniversitesi'nden Bill Hughes, karınca ve arı topluluklarında dikkat çekici olan şeyin işbirlikçi olmaları olduğunu söylüyor. - Bununla birlikte, yakından bakarsanız, bunların aynı zamanda çatışmalar ve sahtekarlıkla da karakterize edildiğini fark edeceksiniz - ve bu bakımdan birbirlerine çok benziyorlar. insan toplumu. Daha önce karıncaların bir istisna olduğunu düşünüyorduk ama bizimki genetik analiz toplumlarının yolsuzlukla, özellikle de kraliyet yolsuzluğuyla dolu olduğunu gösterdi." Bilim insanları, karınca yuvalarındaki eşitsizliği, dronların ve sıradan arıların yaşadığı kovanlarda yaşananlarla karşılaştırdı. Arılar gibi karıncaların da kendi “kraliyet genleri” taşıyıcıları vardır. Kopenhag Üniversitesi'nden Dr. Hues ve Jacobus Boomsma, bazı babaların kızlarının diğerlerinden daha sık "kraliçe" haline geldiğini buldu. Ayrıca özel kraliyet genleri taşıyan karıncalar, akrabalarını kandırma ve onları yavru bırakma fırsatından mahrum etme yeteneğine sahiptir.

İnsanoğlunun en eski şakası.

İngiltere'den bilim insanları dünyanın en eski şaka metnini buldu. Bu keşfin şu sonuca varmamızı sağlaması dikkat çekicidir: “kemer altı” mizahı eski zamanlarda bugün olduğundan daha az popüler değildi. Wolverhampton Üniversitesi'nden araştırmacılar, en eski şakanın M.Ö. 1900'de kaydedildiğini belirledi. Şu anda Irak'ın güneyinde yaşayan Sümerlere aittir. Yaklaşık çeviri: "Bir kızın kocasının kucağında otururken osurması çok eski zamanlardan beri gerçekleşmedi."

Aşırı alkol DNA'da mutasyonlara neden olur.

Araştırmacıların Nature dergisinde yazdığına göre, etanolün vücudumuzda işlenmesinin bir yan ürünü olan asetaldehit, yıkıcı DNA hasarına yol açabilir. Ve hücrelerin iki aşamalı bir savunma sistemi olmasaydı daha ilk camdan ölürdük: Birincisi asetaldehitin kendisini nötralize eden enzimleri içerir, ikincisi ise hasarlı DNA'nın acil onarımını üstlenen bir dizi proteindir. Bilim adamları, her iki sistemin de kapalı olduğu hamile fareler üzerinde deneyler yaptı; bu tür hayvanlarda, tek bir küçük doz alkol bile fetüsün ölümüne yol açtı; Ayrıca yetişkin farelerde kan kök hücrelerinin ölümü de gözlemlendi.

Bilim insanları, alkolün DNA üzerindeki etkisini iki grup bilgiyle kontrol etmeye yönlendirildi. Öncelikle ciddi bir kalıtsal hastalık olan Fanconi sendromundan mustarip kişiler alkole karşı aşırı duyarlıdır. Bu hastalarda DNA onarımından sorumlu proteinler çalışmaz, bunun sonucunda asetaldehit genlerde geri dönüşü olmayan hasarlara neden olur ve bu da kan hastalıklarına ve kansere yol açar. Öte yandan, doğuştan alkole karşı intoleransı olan kişiler yemek borusu kanserine karşı çok hassastır ve asetaldehit nötralizasyon sistemi çalışmaz. Her iki durumda da alkol alımının sonuçları, hücrenin moleküler genetik aparatını etkileyen hastalıklarda ifade edilir.

Sarhoş erkekler neden güzelliğe daha az ihtiyaç duyuyor?

İngiliz bilim adamları bazen en beklenmedik konuları ele alıyorlar. Bu sefer erkeklerin neden sarhoş olduğunu öğrenmek istediler, dedikleri gibi halk bilgeliği, kadınların görünüşü konusunda daha az talepkarlar. Araştırmaya erkek yarısı sarhoş olmak zorunda kalan öğrenciler katıldı. Böyle heyecanlı bir etabın ardından bilimsel çalışma zaten çekicilik açısından “sıralanmış” kızların fotoğraflarını değerlendirmeleri istendi büyük grup ayık yanıt verenler. Hiçbir sansasyonun olmadığını söylemeye gerek yok: Sarhoş gönüllülerin değerlendirmelerinin daha az katı olduğu ortaya çıktı. Fotoğraflara yakından bakıp verilen derecelendirmeleri analiz eden bilim adamları, alkolün insanların yüzün simetrisini yeterince değerlendirme yeteneğini ortadan kaldırdığı sonucuna vardılar (sonuçta, bildiğiniz gibi, yüz ne kadar simetrikse o kadar güzel olur) mevcut standartlara göre görünüyor). Evet, satırların belirsizliği her zaman her şeye belli bir gizem katıyordu... Aslında hikayenin tamamı bu.

Erkekler ve kadınlar farklı seslerle uyanırlar.

Geceleri sürekli kalkıp ağlayan bir çocuğu sakinleştirmekten bıkan birçok anne, kocalarından nefret etmeye, yanlarında huzur içinde uyumaya başlar ve öyle görünüyor ki, bebeğin delici kükremesini tamamen duyamıyor. Bu nefret, İngiliz bilim adamlarının da kanıtladığı gibi, çoğu durumda tamamen temelsizdir. Doğanın vücudumuzu uykumuzdaki çok spesifik sesleri algılayacak şekilde ayarladığı ortaya çıktı, bu yüzden erkekler minik yavrularının ağlamasını gerçekten duymuyor.

Daha adil cinsiyetin temsilcileri için çocukların hıçkırıkları en çok sinir bozucu ses insanı en derin uykudan bile uyandırabileceklerden biri. Erkeklerde ise ilk 10'da bile yer almıyor. Daha güçlü seks için en etkili "alarm saatleri" araba alarmları, rüzgarın uğultusu ve kulağın üzerinde vızıldayan bir sinek veya sivrisinektir.

Beyin aktivite düzeyinin ölçüldüğü bir deney sırasında, uyku sırasındaki seslerin algılanmasındaki büyük cinsiyet farklılıkları ortaya çıktı. Basitçe gerçekleştirildi: uykuya dalmış deneklere çeşitli sesler "oynatıldı" ve aynı anda bir ensefalogram çekildi. Herhangi bir kadının, kendisi anne olmasa bile bir çocuğun ağlamasına sert tepki verdiği ve uyandığı ortaya çıktı. Aynı zamanda doğa, telafi edici bir mekanizma da sağlamıştır: Adil cinsiyetin temsilcileri, ani gece "uyanmalarından" sonra çok daha hızlı uykuya dalarlar. Ama bazıları tarafından uyandırılan adamlar yabancı ses, sonra uzun süre uyuyamazlar, yatakta dönüp dururlar ve acı çekerler.

Bir porsiyon nargile sigaradan beş kat daha zararlıdır.

Bir araştırma, nargile içen bir kişinin bu miktarı soluduğunu gösterdi karbon monoksit sanki bir arabanın egzoz borusundan nefes alıyormuş gibi. Yani nargilenin bir "porsiyonu", karbon monoksit içeriği açısından bir sigaradan beş kat daha fazla olabilir.

En iyi sabah egzersizi sekstir.

İngiliz bilim insanları, özellikle de Belfast Queen's Üniversitesi'nden seksologlar, sabah seksinin daha sağlıklı olduğunu kanıtlamayı başardılar sabah egzersizleri. Seks sırasında kol kasları güçlenir, göğüs kafesi, pelvis ve kalçalar ve ayrıca kan dolaşımını iyileştirir ve onarır doğru nefes alma. Buna ek olarak, seksin bariz bir önleyici etkisi vardır, özellikle kardiyovasküler hastalık riski önemli ölçüde azalır; sabah seksi, artrit ve migrenle savaşabilir, bir seferde üç yüz kaloriden fazla yakabilir, bu da diyabet riskini azaltır. .

Çay kabuslarla mücadelede yardımcı olur.

Araştırmada uzmanlar, günde bir fincandan fazla çay içenlerin, bu içeceği neredeyse hiç içmeyenlere kıyasla hoş olmayan rüyalar görme riskinin %50 oranında azaldığını bulmuşlardır. Bilim adamları bunun neden olduğunu tam olarak söyleyemezler. Ancak çayın içerdiği etken maddelerin kimyasallarÖzellikle amino asit tanen, stresi azaltır ve negatifleri sakinleştirir elektriksel aktivite beyin.

Ortalama sıcaklık 2060 yılına kadar Dünya'daki sıcaklık 4 derece artacak.

Enerji ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yayınlanmış bir rapora göre, bunun sonucunda ciddi sıcaklık değişiklikleri yaşanıyor. küresel ısınma uzak gelecekte değil, şimdiki nesillerde meydana gelecektir. “Dünyadaki sıcaklıktaki ortalama dört derecelik bir artış, daha keskin bir artışa yol açacaktır. bireysel bölgeler ile birlikte ani değişim yağış miktarında. Ve eğer serbest bırakılırsa sera gazları Britanya Met Ofisi Hadley İklim Tahmin Merkezi başkanı Dr. Richard Betts, "Yakın gelecekte azalma olmayacak, neslimiz iklimde kritik değişikliklerle karşı karşıya kalacak" dedi. Üstelik Kuzey Kutbu'nda, batıda ve güneyde Afrika kıtasıısınma 10 dereceye ulaşabilir.

Ne kadar çok koşarsan o kadar iyi hatırlarsın.

Bilim insanları keşfetti yeni yol hafızayı geliştirin - bunun için sürekli koşmanız gerekir. Düzenli koşunun yalnızca kişinin ruhu ve bedeni üzerinde değil aynı zamanda beyni üzerinde de faydalı bir etkiye sahip olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları olarak Cambridge Üniversitesi Koşu yeni hücrelerin üretimini teşvik eder gri madde Compulenta, beynin hafızadan sorumlu bölgesinde olduğunu belirtiyor. İngiliz bilim adamlarının yaptığı deneylerden elde edilen veriler, sadece birkaç günlük koşmanın, beynin hafızayla ilişkili bölgesinde yüz binlerce yeni hücrenin büyümesine yol açtığını öne sürüyor.

Akşamdan kalmalığı azaltmanın bir yolu bulundu.

Bilim adamları, alkol içtikten sonra akşamdan kalmalığı azaltmanın bir yolunu buldular - bunu yapmak için onları oksijenle doyurun. İngiliz medyasına göre, bu keşif bilim adamlarının yaptığı Ulusal Üniversite Güney Kore'nin Daejeon şehrinde Chungnam.

Oksijenin dahil olduğu bilinmektedir. kimyasal süreç insan vücudunda tüketilen alkolün suya dönüştüğü ve karbondioksit. Bilim adamları aynı şeyin aynı kısımlarını aldılar alkollü içki, V değişen dereceler oksijenle doyuruldu ve deneye katılan gönüllülere içmeleri için verildi. Bir süre sonra bilim insanları deneklere duygularını sordular ve kanlarındaki alkol miktarını ölçtüler. İçeceklerinde daha yüksek oksijen içeriğine sahip olanların kendilerini daha iyi hissettikleri ve kanlarında daha az alkol olduğu ortaya çıktı.

Deneyin lideri Profesör Kwan Il Kwon, oksijenli bir alkollü içecek içtikten sonra kan plazmasındaki alkol içeriğinin, normal oksijen içeriğine sahip bir içecek içtikten sonra olduğundan daha hızlı azaldığını söyledi. Ancak bilim insanları deneyde ne tür bir içecek kullandıklarını ve oksijenin içeceğin tadını nasıl etkilediğini belirtmediler.

Sudan yaratma yeteneği ve güneş ışığı Yakıt, bitkilerin fotosentetik işlevini değiştirerek moleküllerin ayrılmasına yönelik başarılı araştırmalardan sonra ortaya çıktı. Algler yakıtın temelini oluşturacak olan hidrojeni üretecek. Bununla birlikte, tüm dünyanın ne zaman bu yöntemle üretilen enerjiye geçeceği herkesin tahminidir, ancak şimdilik "Vecherka" daha az ilginç olmayan başka şeyler de sunuyor ve önemli keşiflerİngiliz bilim adamları.

Bakteri öldürücü

1928'de İngiliz vatandaşı Alexander Fleming gerçekten ilk antibiyotiği yarattı. Ondan önce bilim adamları bu tür maddelerin var olabileceğini zaten varsaymışlardı, ancak deneyler sonucunda yetiştirdiği bazı stafilokok kolonilerinin sıradan küflerle enfekte olduğunu keşfeden kişi Fleming'di. Her birinde bakteri bulunmayan bir alan vardı. Bundan İngiliz bilim adamı, küfün bakterileri öldüren bir madde ürettiği sonucuna vardı. Sonuç ilk modern antibiyotikti.

Gezegeni hareket ettirmek

Güneşsiz yaşam imkansız olmasına rağmen Dünya sakinlerine de sorunlar getiriyor. Yıldızın aktivitesi gezegenimizde giderek daha ciddi felaketler yaratıyor. Bu bağlamda, Sussex Üniversitesi'nden bilim adamları, Dünya'yı saldırgandan uzaklaştırmayı, örneğin Mars'ın yörüngesine taşımayı önerdiler. Ancak Kızıl Gezegenin havaya uçurulması gerekecek. Bu durumda elbette çoğu canlı ölecek, ancak bilim adamları en güçlü olanın hayatta kalacağına inanıyor. Başka bir seçenek daha var - Mars'a taşınmak, ancak bilim adamları gezegeni yok etme seçeneğini daha çok seviyor gibi görünüyor.

İngiliz bilim adamı

İngiliz tıp bilimcisi Thomas Willis, 1674 yılında diyabeti keşfetti. Ayrıca araştırması da etkili oldu önemli rol anatomi, nöroloji ve psikiyatri ile ilgili fikirlerin geliştirilmesinde. Thomas, bilinç bozuklukları, böbrek taşları, kolik, kusma, solunum sistemi hastalıkları ve diğer rahatsızlıkları tedavi etmek için kullandığı kendi afyon tentürünü icat etti.

İnanılmaz ama gerçek

Diğer İngiliz bilim adamları ortaya çıkışın nedenini deneysel olarak açıkladılar fazla kilolu. Deneyden sonra şu netleşti: sıska insanlar aşırı kilolu insanlara göre daha az yemek yerler. Ördeklerin yağmuru sevdiğini kanıtlamak diğer meslektaşlarımızın üç yılını ve 300.000 £'unu aldı.

En güçlü olanın hayatta kalması

Charles Darwin'in rolü hakkında modern bilim tartışmaya gerek yok. Her ne kadar Darwinizm artık bazı bilim adamları tarafından tartışılsa da, insanın kökenine dair bilgimiz için sağlam bir temel oluşturdu. Doğal seçilimçevreye maksimum uyum sağlayabilen bireylerin sayısının artması anlamına gelir. İngiliz araştırmacıların reklamını yaptığı keşiflerin sayısına bakıldığında, İngiliz bilim adamlarının zorlu dünyamızda hayatta kalma konusunda herkesten daha iyi olduğu görülüyor.

Mutluluk yemektedir

Buna rağmen fazla kilolu sağlık sorunlarına neden olabilir, hepimiz biliyoruz ki öfkelendiğinizde yemek yemeniz gerekir. Aynı zamanda neşe ve huzur da hemen ortaya çıkar. İngiliz bilim adamları da bunu kanıtladılar. Bu arada mutluluk getiren yiyeceklerin başında patates kızartması geliyor. Bunu çikolata, kurabiye, kek, hamur işleri ve havyar takip ediyor. Ayrıca Bristol Üniversitesi'nden İngiliz bilim adamları, vücut kitle indeksi yüksek kişilerin, zayıf kişilere göre daha sakin davrandıklarını kanıtladılar. Bununla birlikte, "VM" koşmanızı ve kendinizi eklerlerle doldurmanızı tavsiye etmez - sağlığınız için endişelenin.

İnternetin babası

1989'da Sir Tim Berners-Lee, insanların artık onsuz yaşayamayacakları bir şey keşfetti. World Wide Web'in mucidi oldu. Berners, bilgi teknolojisi alanındaki diğer birçok gelişmenin yazarıdır.

İngiliz bilim adamları İngiliz bilim adamlarının nereden geldiğini öğrendi

Exeter ve Bristol'den araştırmacılar, hibe sisteminin bilimi nasıl etkilediğini bulmaya karar verdi. Birleşik Krallık'ın sıklıkla yüksek profilli ve sansasyonel gelişmelere fon ayırdığı ortaya çıktı, ancak gerçekte bu tür keşiflerin değeri sıfırdır. Böylece İngiliz bilim adamları saçma araştırmaların ortaya çıkmasının nedenini buldular.

Can sıkıcı musluk

Son keşif şunlara atfedilebilir: saçma araştırmaİngiliz bilim adamları, eğer bununla bağlantılı olarak tamamen açık olmayan bir gerçeği öğrenmemiş olsaydık. Parlak beyinler bu kez meraktan damlayan musluk sesinin nereden geldiğini bulmaya karar verdi. Ultra yüksek hızlı kameralar, hidrofonlar ve mikrofonlar kullanarak, gürültünün lavabonun dibine çarpan suyun değil, damlanın su yüzeyinin altına ittiği hava kabarcığının titreşimlerinden kaynaklandığını keşfettiler.

İngiliz bilim adamları İnternet folklorunda, özellikle de Ruslarda bir karakterdir. Ve internette İngiliz bilim adamlarının sözleriyle başlayan bir not saçma olmalı, aksi takdirde okuyucunun beklentilerini yanıltır. İngiliz bilim adamları bir medya virüsü gibidir, ancak yalnızca özel, tuhaf bir virüstür, gerçekliğe dayanır, gerçekmiş gibi davranır, ama onu çarpıtır.

Ve şimdi İngiliz bilim adamları, "İngiliz bilim adamlarının" neden tamamen çılgın, aptalca ve hiçbir şekilde temsili olmayan projeler üzerinde çalışan araştırmacılarla eşanlamlı olduğunu keşfettiler. pratik değer sözde bilimsel projeler.

Ünlü "İngiliz bilim adamları" ve onların faydasız araştırma Matematikçiler, PLoS Biology dergisinde yayınlanan bir makalede, bunların fon tahsisi ve araştırmanın bilimsel faydasını değerlendirmeye yönelik kusurlu bir sistemin ürünü olduğunu söylüyor.

"Bu önemli bir konu çünkü sonuçlarına güvenilemeyecek araştırmalara çok büyük miktarda para harcanıyor. Bu tür bilim adamlarının iddia ettiği yüksek profilli keşiflerin birçoğunun sıklıkla yanlış olduğu ortaya çıkıyor, ancak aynı zamanda sıklıkla yayınlanıyorlar. Fon verenlerin yanıt veren çalışmaları seçmesi gerektiğine inanıyoruz. önemli konular Exeter Üniversitesi'nden (İngiltere) Andrew Higginson, şaşırtıcı sonuçlara ve ilginç yorumlara yol açanlardan ziyade iyi bir metodolojiye sahip olduklarını söyledi.

Higginson ve Bristol Üniversitesi'nden (İngiltere) meslektaşı Marcus Munafo, hibe başvurularının başarısını ve bunların "sonuçlarını" bilimsel yayınlar biçiminde matematik ve istatistik yöntemlerini kullanarak analiz ederek bu sonuca vardılar.

Bilim adamlarının söylediği gibi, değerlendirmede belirleyici bir ilke olup olmadığını anlamaya çalıştılar. araştırma projeleri bilim adamlarının sponsorluk teklif etmesi veya böyle bir kriterin olmaması. Eğer böyle bir prensip mevcutsa, bilim insanları bilinçli olarak (eğer kariyerist iseler) veya bilinçsizce kendi yaklaşımlarını ayarlayacaklardır. bilimsel ilgi alanları ve yeteneklerini geliştirmek için onun altında araştırma yapın.

Bunu yapmak için bilim adamları, Birleşik Krallık (UKREF) ve Avustralya (AER) hibe kuruluşlarının kullandığı kuralları alıp bunları oluşturmak için kullandılar. bilgisayar modeli Tipik bir "kariyer" bilim insanının, araştırmasını sanal bir "hibe komitesine" başvuruda bulunarak sürekli olarak başarıya ulaşacak şekilde biçimlendirmeye çalıştığı yer.

Bu hesaplamaların gösterdiği gibi, en başarılı sanal "kariyerciler", yüksek profilli görevlere ve mütevazı bir kapsama sahip, amacı sonuçları yeniden test etmek yerine bilimin yeni alanlarında araştırma yapmak olan nispeten küçük projeler öne sürüyorlar. önceki çalışmalar, onların devamı veya “ilginç olmayan” sonuçları olan büyük ölçekli çalışmalar.

Sorun şu ki, bu tür deney ve projeler, son derece küçük ölçekleri nedeniyle sıklıkla hatalı sonuçlara veya bulguların yanlış yorumlanmasına yol açıyor. Ortalama olarak, bu tür çalışmaların yalnızca %10-40'ı doğru çıkıyor; bu da bu tür hibelere harcanan paranın çoğu zaman boşa gittiği anlamına geliyor.

Buna göre, ünlü "İngiliz bilim adamlarının", nispeten küçük ölçekte yüksek profilli deneyler yapan kişilere son derece büyük bir sorumlulukla göz yuman hibe sisteminin ürünü olduğu söylenebilir. düşük seviye güvenilirlik ve istatistiksel anlamlılık. Bu nedenle Higginson ve Munafo, odağı "küçük" araştırmalardan orta ve büyük projelere kaydırarak sistemde reform yapmayı öneriyor.

"Bilim için en iyi şey, yeni bilgiler bulmayı amaçlayan orta ölçekli araştırmaları, büyük çalışmalar bu sonuçları doğrulamayı amaçlamaktadır. Hesaplamalarımız, eğer düzenleyiciler ve komiteler sansasyonellikle değil, metodoloji ve sonuçların kalitesiyle yönlendirilirse bilim adamlarının bunu yapacağını gösteriyor" diye bitiriyor Higginson.

Bowling sağlığınız için tehlikelidir.

Erkeklerle başarılı olabilmek için bir kadının vücut yüzeyinin %40'ını açığa çıkarması gerekir.

İngiltere'deki Leeds Üniversitesi'ndeki bilim insanları, yüzyıllardır kadınları ve erkekleri rahatsız eden bir sorunun cevabını buldular: Fazla mütevazı ve fazla gösterişli kadın kıyafetleri arasındaki çizgi tam olarak nerede? Çalışma, şehrin en büyük gece kulübünün müşterilerini dans pistinin üzerindeki balkondan gizlice gözlemleyen dört araştırmacının yaptığı gözlemlere dayanıyor. Araştırmanın yazarları, kızlara dans etmelerini isteyen kaç erkeğin yaklaştığını gözlemledi ve kızları giydikleri kıyafet miktarına göre böldü. Yapılan araştırmalara göre çıplak tenin kıyafete ideal oranı 40:60'tır. Aynı zamanda çok çıplak olan kadınlar, çok mütevazı giyinen kadınlara göre daha az başarılıydı.

Evcil hayvanlar gezegeni arabalardan daha fazla kirletiyor.

İngiliz bilim adamları Brenda ve Robert Weil, şok edici başlığı olan "Köpek Yeme Zamanı mı?" adlı bir kitap yayınladılar. Bu cümle bize insanların Antarktika'yı fethettiği zamanlardan geldi. Yiyeceğin bittiği durumlarda gezginler kızak köpeklerini yemek zorunda kalıyordu. Yazarların okuyucuya bir mesajı var: Doğal kaynakların tükendiği bir zamanda evcil hayvanlar, gezegenin iyiliği için karşılayamayacağımız bir lüks haline geliyor. Weils'in hesaplamalarına göre her köpeğin yılda ortalama 164 kg ete ve 95 kg tahıla ihtiyacı vardır. Bu ürünleri üretmek için 0,84 hektar alana ihtiyaç vardır (Alman Çoban Köpeği için 1,1 hektar).

Bilim adamlarına göre, bir SUV inşa etmek ve 10 bin km yol kat etmek için 55,1 gigajoule miktarında enerji gerekiyor. Ve bir hektarlık arazi yılda 135 gigajoule'e eşit enerji üretebilir. Yani bir arabanın çevreyi kirletme etkisi bir köpeğin yarısı kadardır. Benzer denklemler diğer evcil hayvanlar için de geçerlidir. Bir kedinin büyük bir minibüs kadar (hektar cinsinden - 0,15) enerji tükettiği, 0,28 hektarlık bir çift hamsterin bir plazma TV ile karşılaştırılabilir olduğu, kırmızı bir balığın (0,00034 hektar) iki cep telefonu kadar enerji tükettiği ortaya çıktı. .

İngiliz bilim adamları büyükannelerin neden var olduğunu anladılar.

Antropolog Leslie Knapp ve Cambridge Üniversitesi'nden meslektaşlarıyla birlikte Japonya, Etiyopya, Gambiya ve Malavi'deki köylerde, Almanya, İngiltere ve Kanada'daki şehirlerde geniş çaplı bir çalışma gerçekleştirildi. Araştırmayla ilgili bir makale Proceedings of the Royal Society dergisinde yayınlandı. Bazı tarihsel verileri topladıktan ve modern yaşamın özelliklerini inceledikten sonra Leslie Knapp, X kromozomu "büyükanne hipotezini" önerdi. Araştırmada yapılan bir meta-analiz, torunlarına yakın yaşayan büyükannelerin torunlarının hayatta kalma oranını etkilediğini ortaya çıkardı. Antropologlara göre kadınlar üreme çağından sonra genlerini, yani DNA'nın kalıtsal kısımlarını daha iyi koruyabiliyorlar. Kendi çocuklarına bakma fırsatını kaybeden kadın, torunlarının bakımına yöneliyor. Aynı zamanda biriktirdiği tecrübeyi yetişkin çocuklarına aktarıyor.

Noel Baba efsanesi varlığını halüsinojenik mantarlara borçludur.

İngiliz bilim adamları, Noel Baba'nın uçan ren geyiği üzerinde seyahat ettiği efsanesinin, görünüşünü Laponya sakinlerinin şımartmayı sevdiği halüsinojenik mantarlara borçlu olduğuna inanıyor. Noel Baba'nın hikayesinin modern Finlandiya'nın kuzeyindeki Lapland'da doğduğu biliniyor. Bilim adamlarının bulduğu gibi, sinek mantarı yiyen geyiklerin idrarını sıklıkla içen Lapps orada yaşıyordu. Laboratuvar koşullarında bilim adamları bu mantarlardan güçlü bir halüsinojenik madde elde ettiler. Bilim adamları, Laponların daha sonra iyi Noel Baba efsanesine dönüşen uçan geyikleri hayal etmelerine şaşmamalı. Bilim adamları, Yeni Yıl karakterinin parlak kırmızı elbisesini halüsinojenik bir mantarın rengiyle açıklıyorlar. Sinek mantarının kırmızı ve beyaz rengi, insanların iltihaplı hayal gücünde kırmızı kaftanlı, beyaz sakallı yaşlı bir adama dönüştü.

Mini etek ömrü uzatıyor

Bilim adamlarının bu ilişkiyi açıklamak için çeşitli teorileri var. Birincisi, giysiler, temizlik ve yıkama sırasında kullanılan kimyasalların kalıntılarını içerir; bu kalıntılar, terle reaksiyona girdiğinde cilde nüfuz eden ve kanser gelişimi de dahil olmak üzere sağlığı olumsuz yönde etkileyen bileşikler oluşturabilir. İkincisi, açık giyinen bir kadın erkekleri cezbeder ve evlenme olasılığı daha yüksektir. Evli kişilerin sağlık durumlarının bekarlara göre daha iyi olduğu ve daha uzun yaşadıkları biliniyor. Üçüncüsü, minimal kıyafet giyen kadınlar, ömrünü etkileyen doğal faktörlere maruz kalıyor. Dördüncüsü, İngiliz bilim adamlarına göre bu tür hanımlar daha açık sözlü, zeki, bağımsız ve kendilerine daha fazla bakıyorlar. Beşincisi, açık kıyafetleri sevenlerin seks yapma olasılığı daha yüksektir, bu da araştırmacıların bakış açısına göre uzun ömürlülüğü etkileyen bir başka yararlı faktördür.

İletişim kalp krizi, felç ve grip riskini azaltır.

Sosyal aktivite, kişinin sağlığını korumak için egzersiz, diyet veya ilaç tedavisi kadar önemlidir. İngiliz ve Avustralyalı bilim adamlarının yaptığı araştırmanın sonuçları Londra gazetesi Daily Express'te yayınlandı. Çeşitli sosyal gruplar ve ekipler içindeki aktif iletişim, miyokard enfarktüsü, felç ve hatta grip riskinin azaltılmasına yardımcı olur. Yayın, Queensland Avustralya Üniversitesi'nden Profesör Jolanda Jetten'in, restoranlar ve kafeler de dahil olmak üzere masada yapılan coşkulu sohbetlerin, sağlık üzerinde en olumlu etkiye sahip olan beyin aktivitesini artırdığını gösteren bir çalışmanın sonuçlarına atıfta bulunuyor.

En akıllı bilim adamları İngiltere'de yaşıyor.

İngiliz bilim adamları dünyadaki en üretken bilim insanlarıdır. Araştırmaya göre İngiltere, yıllık yapılan bilimsel keşif ve gelişme sayısında ABD'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bunu bilim endüstrisine sağlanan fon miktarı ve burada çalışan insan sayısıyla karşılaştırdığımızda, İngiliz bilim adamlarının denizaşırı meslektaşlarından çok daha verimli çalıştıkları sonucuna varabiliriz.

Bilimsel makalelerin sayısına, bunların bilim dünyasındaki etkilerine ve alıntı sıklığına dayanan çalışma, 1997 ile 2001 yılları arasında bilimsel yayınların yüzde 9,4'ünün Birleşik Krallık'ta üretildiğini ve bu yayınların yüzde 12,8'ini oluşturduğunu ortaya çıkardı. en çok alıntı yapılan makaleler. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Almanya'da bu oranlar yüzde 8,8 ve yüzde 10,4, Japonya'da ise yüzde 9,3 ve yüzde 6,9'dur. Her ne kadar Amerika Birleşik Devletleri toplam hacim açısından yüzde 35 ve yüzde 63 oranında çok ileri gitmiş olsa da, Amerikalı bilim adamlarının verimliliği önceki yıllara göre önemli ölçüde azaldı.

Yaban mersini senil demansa karşı koruma sağlar.

İngiliz bilim adamları, günlük yaban mersini veya yaban mersinli milkshake tüketiminin konsantrasyonu artırdığını ve yaşlılık demansının gelişimini önlediğini bulmuşlardır. Araştırma için bilim insanları yaşları 18 ile 30 arasında 40 gönüllüyü davet etti. Denekler her sabah bir bardak yaban mersinli milkshake içtiler ve doktorların önerdiği diyete uydular. Gün boyunca konsantrasyon seviyelerinin izlendiği çeşitli fiziksel egzersizler yaptılar. Birkaç hafta sonra meyveler gönüllülerin diyetinden çıkarıldı. Sonuç olarak, deney katılımcılarının iki saatlik egzersiz sonrasında konsantrasyon düzeyleri yüzde 15-20 oranında azaldı.

Cep telefonları arıları öldürüyor.

Cep telefonu radyasyonunun arılar üzerinde son derece olumsuz etkisi vardır; koloninin çökmesine ve hatta kitlesel yok olmasına neden olur. Dr. Daniel Favre liderliğindeki İngiliz uzmanlar bu sonuca vardı. Bilim insanları kovanın altına çalışan bir cep telefonu yerleştirerek bir deney gerçekleştirdi. Arıların telefona bir çağrı geldiğinde çok tedirgin oldukları ortaya çıktı. Bir sürü halinde toplanırlar ve sinyal kesildikten sonra sakinleşirler.

Ara sıra yemin etmek iyidir.

İngiliz bilim insanları bazen küfürün sağlığa iyi geldiğini bildiriyor. Üstelik küfür, konuşmalarında genellikle küfür kullanmayan kişilerin çoğuna yardımcı olur. Özellikle güçlü kelimelerin belirgin bir analjezik etkisi vardır. Araştırmacılar 70 öğrencinin katıldığı bir deney gerçekleştirdi. Ellerini mümkün olduğu kadar uzun süre buzlu suyun içinde tutmaları gerekiyordu. Tamamen dayanılmaz hale gelince müstehcen bir dil kullanmaları istendi. Bu sırada bilim insanları beyin merkezlerinin aktivitesini ve diğer vücut reaksiyonlarını ölçtüler. Deneylerde küfür eden katılımcıların, bu sözleri söyleyemeyenlere göre ellerini daha uzun süre suda tutabildikleri ortaya çıktı. Aynı zamanda en büyük etkiyi genellikle nadiren müstehcen ifadeler kullananlar elde etti.

Bir kişi rüyada ciddi şekilde hastalanabilir.

Sağlıklı ve sağlıklı uyku ciddi hastalıklara yol açabilir. İngiliz bilim adamları bu sonuca vardılar. Özellikle sırt üstü uyumak astım ve kalp problemleriyle doludur, çünkü bu pozisyonda vücuda yeterli oksijen sağlanmamaktadır. Kişinin yan yatması kırışıklıkların erken oluşmasına neden olabilir. Ve eğer uyuyan kişi "cenin pozisyonunu" alırsa migren ağrısı ve servikal omurgada sorunlar yaşama riskiyle karşı karşıya kalır. Yüzüstü uyuduğunuzda boyun da acı çekecektir. Ayrıca bu pozisyonda uyuyan kişinin elleri uyuşur ve bazı durumlarda çene bükülebilir. Sarılarak uyumayı sevenler sırt, boyun, bacak ve kollarda ağrılar yaşamaya başlayacaklardır. İngiliz bilim adamları uyku pozisyonları için diğer seçenekleri dikkate almadılar.

Kadınlar kasvetli erkeklerden hoşlanır.

Kadınlar mutlu görünen erkeklerden ziyade karamsar erkeklerden daha çok etkilenirler. British Columbia Üniversitesi'nden bilim adamları bu sonuca vardılar. Araştırmaya binlerce gönüllüden oluşan bir grup katıldı. Karşı cinsten kişilerin fotoğraflarına bakmaları ve onları cinsel çekicilik açısından derecelendirmeleri istendi. Fotoğrafı çekilen tüm insanların, duyguların tezahürleriyle ilişkili farklı yüz ifadeleri vardı (geniş bir gülümsemeden yere indirilen gözlere kadar).

Psikologlar görüntülerin cinsel çekiciliğine ilişkin ilk izlenimi değerlendirdi. Kadınların kasvetli, konsantre yüzlerden daha çok etkilendiği ortaya çıktı. Güler yüzlü, neşeli erkeklerden hoşlanmazlar. Bilim adamları, kadınların bir erkeğin kasvetli görünümünü onun statüsü, zenginliği, güvenilirliği ve bir partnere ve çocuklara bakma becerisiyle ilişkilendirdiğine inanıyor. Ancak bir gülümseme zayıflığı ve savunmasızlığı gösterir. Buna karşılık erkekler gülümseyen, neşeli kadınlara daha fazla önem veriyor, çünkü daha güçlü cinsiyetin temsilcileri iletişim kurması ve itaat etmesi daha kolay kadınları tercih ediyor.

Eski cep telefonları bitkilerin bulunduğu saksılara gömülmelidir.

Bir grup İngiliz bilim adamı, eski cep telefonlarından kurtulmanın orijinal bir yolunu icat etti. Bunları atmayı değil, bitkilerin bulunduğu saksılara gömmeyi öneriyorlar. Bir cep telefonunun unsurları zamanla biyokimyasal olarak ayrışır. Toprakla birlikte bazı bitkilerin büyümesi için uygun koşullar yaratırlar. Ayçiçeği en iyi şekilde telefonlu bir tencerede büyür. Bilim insanları, telefon modelinin bitkilerin büyüme hızını etkileyip etkilemediğini henüz belirleyemedi.

Karıncalar arasında dolandırıcılar ve yolsuzluk yapan memurlar da var.

Leeds Üniversitesi'nden Bill Hughes, "Karıncaların ve arıların sosyal yapısına baktığınızda fark ettiğiniz ilk şey, ne kadar işbirlikçi olduklarıdır" diyor. “Ancak yakından bakarsanız, bunların aynı zamanda çatışmalar ve sahtekarlıkla da karakterize edildiğini ve bu bakımdan insan toplumuna çok benzediklerini fark edeceksiniz. "Daha önce karıncaların bir istisna olduğunu düşünmüştük, ancak genetik analizimiz onların toplumunun yolsuzlukla, özellikle de kraliyet yozlaşmasıyla dolu olduğunu gösterdi." Bilim insanları, karınca yuvalarındaki eşitsizliği, dronların ve sıradan arıların yaşadığı kovanlarda yaşananlarla karşılaştırdı. Arılar gibi karıncaların da kendi “kraliyet genleri” taşıyıcıları vardır. Kopenhag Üniversitesi'nden Dr. Hues ve Jacobus Boomsma, bazı babaların kızlarının diğerlerinden daha sık "kraliçe" haline geldiğini buldu. Ayrıca özel kraliyet genleri taşıyan karıncalar, akrabalarını kandırma ve onları yavru bırakma fırsatından mahrum etme yeteneğine sahiptir.

İnsanoğlunun en eski şakası.

Aşırı alkol DNA'da mutasyonlara neden olur.

Sarhoş erkekler neden güzelliğe daha az ihtiyaç duyuyor?

İngiliz bilim adamları bazen en beklenmedik konuları ele alıyorlar. Bu kez sarhoş erkeklerin, yaygın inanışın söylediği gibi, neden kadınların görünüşü konusunda daha az talepkar olduğunu bilmek istediler. Araştırmaya erkek yarısı sarhoş olmak zorunda kalan öğrenciler katıldı. Böylesine heyecan verici bir bilimsel çalışma aşamasından sonra, oldukça büyük bir grup ayık katılımcı tarafından çekicilik açısından zaten "sıralanmış" kızların fotoğraflarını değerlendirmeleri istendi. Hiçbir sansasyonun olmadığını söylemeye gerek yok: Sarhoş gönüllülerin değerlendirmelerinin daha az katı olduğu ortaya çıktı. Fotoğraflara yakından bakıp verilen derecelendirmeleri analiz eden bilim adamları, alkolün insanlardan yüzün simetrisini yeterince değerlendirme fırsatını elinden aldığı sonucuna vardılar (sonuçta, bildiğiniz gibi, yüz ne kadar simetrikse o kadar fazla) mevcut standartlara göre güzel görünüyor). Evet, satırların belirsizliği her zaman her şeye belli bir gizem katıyordu... Aslında hikayenin tamamı bu.

Erkekler ve kadınlar farklı seslerle uyanırlar.

Daha adil cinsiyetin temsilcileri için çocuk hıçkırıkları, en derin uykudan bile uyanabilecek en sinir bozucu sestir. Erkeklerde ise ilk 10'da bile yer almıyor. Daha güçlü seks için en etkili "alarm saatleri" araba alarmları, rüzgarın uğultusu ve kulağın üzerinde vızıldayan bir sinek veya sivrisinektir.

Beyin aktivite düzeyinin ölçüldüğü bir deney sırasında, uyku sırasındaki seslerin algılanmasındaki büyük cinsiyet farklılıkları ortaya çıktı. Basitçe gerçekleştirildi: uykuya dalmış deneklere çeşitli sesler "oynatıldı" ve aynı anda bir ensefalogram çekildi. Herhangi bir kadının, kendisi anne olmasa bile bir çocuğun ağlamasına sert tepki verdiği ve uyandığı ortaya çıktı. Aynı zamanda doğa, telafi edici bir mekanizma da sağlamıştır: Adil cinsiyetin temsilcileri, ani gece "uyanmalarından" sonra çok daha hızlı uykuya dalarlar. Ancak yabancı bir sesle uyanan erkekler, yatakta dönüp acı çekerek uzun süre uyuyamazlar.

Çay kabuslarla mücadelede yardımcı olur.

Araştırmada uzmanlar, günde bir fincandan fazla çay içenlerin, bu içeceği neredeyse hiç içmeyenlere kıyasla hoş olmayan rüyalar görme riskinin %50 oranında azaldığını bulmuşlardır. Bilim adamları bunun neden olduğunu tam olarak söyleyemezler. Ancak çayın içerdiği aktif kimyasalların, özellikle de amino asit tanenlerinin, stresi azalttığına ve beyindeki negatif elektriksel aktiviteyi sakinleştirdiğine inanıyorlar.

Akşamdan kalmalığı azaltmanın bir yolu bulundu.

Bilim adamları, alkol içtikten sonra akşamdan kalmalığı azaltmanın bir yolunu buldular - bunu yapmak için onları oksijenle doyurun. İngiliz medyasına göre bu keşif, Güney Kore'nin Daejeon kentindeki Chungnam Ulusal Üniversitesi'nden bilim insanları tarafından yapıldı.

İnsan vücudunda tüketilen alkolün suya ve karbondioksite parçalandığı kimyasal sürece oksijenin dahil olduğu bilinmektedir. Bilim insanları aynı alkollü içeceğin aynı porsiyonlarını alıp, bunları değişen derecelerde oksijenle doyurdular ve deneye katılan gönüllü katılımcılara içmeleri için verdiler. Bir süre sonra bilim insanları deneklere duygularını sordular ve kanlarındaki alkol miktarını ölçtüler. İçeceklerinde daha yüksek oksijen içeriğine sahip olanların kendilerini daha iyi hissettikleri ve kanlarında daha az alkol olduğu ortaya çıktı.

kaynaklar

12 Kasım 2016, 02:53

İngiliz bilim adamları “İngiliz bilim adamlarının” nasıl ortaya çıktığını anlatıyor

Popüler Bilim

Exeter Üniversitesi ve Bristol Üniversitesi'nden (İngiltere) uzmanlar, "İngiliz bilim adamlarının" nereden geldiğini bulmaya karar verdiler. Burada hakkında konuşuyoruz Her şeyden önce, Birleşik Krallık'ta farklı bilim alanlarında çalışan uzmanlarla ilgili değil. Pek çok uzmanın hiçbir sonucu olmayan araştırmalar yürütmesinin nedeni özel anlam, ancak bunun hakkında yüksek sesle yayın yapabilirsiniz. Bu duruma ilişkin bir araştırmanın sonuçları Andrew Higginson ve Marcus Munafo tarafından PLoS Biyoloji dergisinde yayınlandı.

Proje yazarlarına göre yaşananların asıl nedeni ülkede uygulanan hibe sistemi. Araştırmacıları projelerine büyük isimler vermeye ve eşit derecede büyük sonuçlar bildirmeye teşvik eder. Üstelik bu sonuçların kural olarak bilim açısından hiçbir değeri yoktur veya çok değerli değildir.

Araştırmanın yazarları, bilim adamlarının çeşitli süreçlerin incelenmesine objektif bir şekilde yaklaşmaları, binayı güçlendirmeye ve inşa etmeye çalışmaları gerektiğini söylüyorlar. bilimsel bilgi. “Ancak bilim insanları da insandır ve her şeyin para kazanmaya yönelik olduğu organizasyonlarda çalışmak, dürüst ve vicdanlı uzmanların dahi düşünce ve davranışlarını değiştirmektedir. Bu süreç şu şekilde gerçekleşir: eşit olarak bilinçli ve bilinçsizce” diyor uzmanlar.

Geçen yüzyılın 80'li yıllarından bu yana bilim adamları eserlerinin başlıklarına "yenilik" eklemeye çalışıyorlar. Aynı zamanda çok az sayıda yayın bulunmaktadır. önemli bilim için. Günümüzde giderek daha fazla bilim insanı, konuya dikkat etmemeye çalışıyor. saf bilim, ama kariyerin için. Birçok kişi mümkün olduğu kadar çok şey yayınlamaya çalışıyor daha fazla iş bu da onları daha ünlü kılıyor ve etrafta dolaşıyorlar kariyer merdiveni- daha hızlı. Genç uzmanlar, deneyimli yoldaşların çalışma ilkelerini görerek kendi çalışma modellerini benimsiyorlar. Buna uyarlanabilir davranış denilebilir - benzer olay Doğal dünyada yaygındır ve evrimde önemli bir rol oynar.

Higginson ve meslektaşı Marcus Munafo, çalışmalarında matematik ve istatistik yöntemlerini kullandılar. Hibe başvurularının başarısını ve sonuçlarını yayın şeklinde öğrenmeye karar verdiler. bilimsel dergiler. Araştırmanın en başında yazarlar, hibelerle çalışan bilim adamlarının belirli bir yöntemden yararlanabileceğini öne sürdüler. genel prensip projeleriniz için ek fon almanıza olanak tanır. Pek çok araştırmacının, bilinçli ya da bilinçsiz olarak, hibe veren vakıfların değerlendirmeye aldığı projelerin değerlendirme yöntemlerine göre çalışma yöntemlerini ayarlamaya çalışması dikkat çekicidir. Genel olarak bu açıktır.

Matematikçiler, başvurunun yazılmasından hibe alanların hibe almasına kadar geçen süreci izlemek için Birleşik Krallık ve Avustralya'daki hibe kuruluşlarının çalışma prensiplerini inceledi. Bilim adamları daha sonra verileri, "bilim adamlarının" hibe komisyonundan mümkün olduğunca çok hibe almaya çalıştıkları bir bilgisayar modeli oluşturmak için kullandılar. Görünen o ki, en çok parayı alan araştırmacılar, “yenilikçi”, “en yeni” gibi büyük kelimelerle küçük ölçekli projeler öneren kişiler oluyor. Bu tür projelerdeki asıl sorun, sonuçlarının yeterince doğrulanmaması ve çoğunlukla orijinal hedeflere tamamen uyarlanmış olmasıdır. Bu tür projelerde yer alan bilim insanlarının çalışmalarının etkinliği oldukça düşüktür. Bu tür projelerin sonuçlarının ancak %10-40'ı tekrarlanabilir. Buradan, en para boşuna israf ediliyor ve bilime olumlu bir iz bırakmıyor."

İngiltere'den bilim adamlarına göre durum çözülebilir. Bunun için desteklenen küçük projelerin sayısının azaltılması, fonların büyük ve orta ölçekli projelere yönlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca komisyonların önerilen gelişmelerin sansasyonelliğine değil, bu tür çalışmaların metodolojisine ve sonuçlarına yanıt vermesi gerekiyor.

1960'tan 2011'e kadar bilimsel dergilerde yayınlanan yayınların ortalama istatistiksel gücü

1963 yılında New York Üniversitesi'nden psikolog Jacob Kahn, istatistiksel olarak araştırmacının beklediği sonuçların gerçekleştirilen deneylerin yalnızca %20'sinde gerçekleştiğini keşfetti. Ancak gerçekte neredeyse tüm bilim insanları şunu belirtiyor: olumlu sonuç onların araştırması. Başka bir deyişle, yazarlar bazı durumlarda başarısızlıktan bahsetmezler. Kaliforniya Üniversitesi'nden Paul Smaldino ve Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden Richard McElres, yazarların şunu kanıtladı: bilimsel araştırma hala başarılarından bahsediyor, yenilgilerini saklıyorlar.

Smaldino ve Richard McElres, yalnızca fonlardan alınacak kesin bir karara inanıyor ve bilimsel kuruluşlar Daha önce araştırmalarının doğrulanmamış sonuçlarını yayınlayan bilim insanlarına ve laboratuvarlara fon sağlamayın. Bu tür kuruluşlar genellikle beklentilerini olumlu sonuçlar olarak sunarlar. Doğru, hibe sistemi uzun süredir var olduğu ve ilkeleri bilim adamlarının zihnine yerleştiği için bunu yapmak oldukça zordur.

Bu nedenle daha fazla para ve çalışmalarına harika başlıklar veren (kötü şöhretli "tekniğimiz kanseri yenmemize izin veriyor") uzmanlar tarafından daha hızlı kariyer gelişimi elde ediliyor ve yayınlanıyor büyük sayı malzemeler. Sonuçlarını dikkatli bir şekilde doğrulamaya çalışan kuruluşlar çok daha az sıklıkla yayın yapıyor ve tabiri caizse "gölgede" kalıyor.