Pinkie Pie, popüler çok bölümlü animasyon filmi "My Little Pony" nin ana midillilerinden biridir. Onun Uyum Unsuru kahkahadır. İlk bölümden itibaren televizyon ekranlarında yer aldı. Görünüşü çok kıvırcık bir kuyruk ve koyu pembe bir yeledir. Kendisi büyük ve neşeli mavi gözleri olan yumuşak pembe bir gölgedir. Çocukken bile gülmüyordu ve yelesi kuyruğu gibi düzdü. Bu noktada neşeli midillinin diğer, öfkeli ve depresif yanı haline geldi. Diğer tüm midillilerden ayırt edici işareti Pinkie Pie'ın yan tarafındaki işarettir - üç top: altta bir çift mavi ve üstte bir sarı. Daha önce bu midilli, neredeyse hiç kimsenin neşe ve eğlenceyi duymadığı oldukça kasvetli ve karanlık topraklarda yaşıyordu. Ancak güzel bir gün köyüne kuvvetli bir rüzgar çarptı ve ardından bir gökkuşağı gördü. Bu an Pinkie Pie'ın hayatındaki en unutulmaz an oldu. Ne yazık ki gökkuşağının çok nadir ortaya çıktığını biliyordu ve aklına akrabalarını ve kız kardeşlerini memnun etmenin başka bir yolu geldi. Sabah olur olmaz Pinkie Pie tüm ailesini partinin olduğu ayrı bir odaya götürdü! Etrafta her şey rengarenk toplarla süslenmişti, her yerde hediyeler vardı ve şenlik masalarında leziz pastalar vardı. İlk birkaç dakika boyunca midilli, ailesinin bu fikirden hoşlanmadığını düşündü ama herkes çok mutlu oldu ve becerikli Pinkie Pie ile birlikte dans etmeye başladı. İşte o anda bu renkli simge onun yanında belirdi. Herkesin çok iyi bildiği kısa adı Pinkie Pie olsa da tam versiyonu: “Pinkamina Diana Pie.” Karakteri çok becerikli ve neşeli, hatta bazen çok fazla. Bazı midilliler böyle anlarda onun pek dengeli olmadığını düşünüyor. Ama aslında Pinkie Pie, tatilleri seven, kendi başına çeşitli partiler düzenleyen ve tatlılar olmadan yapamayan çok nazik bir midillidir. Ancak bazı koşullar onun neşeli ruhuna engel olunca yelesi ve kuyruğu düzleşir ve depresif, öfkeli ve düşmanca Pinkamina Diana Pie'a dönüşür. Pinkie Pie'ın keskin bir sezgisi vardır, bu da midillilerin ne olacağını önceden anlamalarını sağlar. Örneğin kuyruğunun titremeye başlaması bir şeyin çökmek üzere olduğuna işarettir. Ponyville ülkesinin istisnasız tüm sakinleriyle arkadaş olmayı başarıyor. Bu midilli aynı zamanda en hızlı olanıdır. Hızı gökkuşağının hızını aşıyor. Bir başka yeteneği de hızlı ve uzun süre konuşabilmesidir. Bölümlerden birinde Applejack'le o kadar çok konuşmayı başardı ki tüm gerçeği anlattı.
Pinkie Pie kendini öldürmek istiyor
My Little Pony evrenini konu alan karanlık ve çılgın fanfic
Rainbowdash artık beni sevmiyor, kendini öldürmenin zamanı geldi! - Pinkie Pie yüksek sesle duyurdu ve boş odaya baktı. - Şimdi bunu nasıl yapabileceğimize bakalım...
Bir tanesi dikkatini çekene kadar gözlerini eşyalarının üzerinde gezdirdi: İp!
Kesinlikle! - aklına geldi. - Onu alıp kendimi asacağım! Yakında sevgilim gibi öleceğim!
İpi aldı ve nereye bağlayacağını merak ederek etrafına baktı. Kendini bir kirişe asmaya karar verdikten sonra daha fazlasını ölçtü çünkü o zaman ipin kesinlikle boynunu kıracağını duydu ve hızlı ve acısız bir şekilde ölmek istedi. Aniden unuttuğunu hatırladığında boynundaki ilmiği zaten sıkmıştı. en önemli şey: Bir intihar notu bırakın!
Ah, ah! - dedi ve sanki kendini asmayacakmış gibi ama bir tür eğlenceli oyun oynuyormuş gibi hızla sandalyeden atladı. Masaya koştu, bir kalem ve kağıt aldı ve yazmaya başladı:
Sevgili midilliler,
Rainbow Dash artık beni sevmiyor, ben de kendimi öldürmeye karar verdim. Lütfen ben yokken Gummy'ye göz kulak ol. Herkese güle güle!
İmza,
Pinkie Pie'ım!<3 <3 <3 OXOXOXOXOXOXO
Çoklu evren "tokat-kucaklama" işaretindeki her "X" ve "O"yu dikkatlice yazdı ve bunun hayatında yazacağı son şey olacağını düşünüyordu. Pinkie basmakalıp düşüncelerine gülümseyerek kıkırdadı ama sonra kendini durdurdu: "Kendini toparla, Pinkie! Mektup çoktan hazır, kendini asmanın zamanı geldi!” Tekrar sandalyeye atladı ve kendini öldürmeye hazırlandı. Hem cellat hem de mahkum rolünü oynayarak kararı kendi kendine okumaya başladı:
Pinkamena Diana Pie,” dedi derin bir sesle, “asılarak idam cezasına çarptırıldın.” Yaratıcıyla tanışmaya hazır olun!
Bunu söyledikten sonra gözlerini kapattı, sandalyeyi ayaklarının altından tekmeledi ve düştü...
Ve kendini yatak odasının ahşap zemini üzerinde toynaklarıyla dimdik ayakta dururken buldu. Şaşkınlıkla başını kaldırdı ve ipe baktı.
Ah hayır! - Pinkie Pie bağırdı. - Her şeyi yanlış anladım! Boynum “çatırdasın” diye kendimi daha uzun bir iple asmak istedim ama burada çok az yer var!
İçini çekti, üzgün bir şekilde etrafına baktı ve sonra aklına şu geldi:
Kesinlikle! “Şeker Köşesi”nin ana salonunun tavanları çok yüksek!
Ve bu düşünceyle ipi sarıp yatak odasının çıkışına doğru yöneldi.
Pinkie merdivenlerden aşağı, Sugar Corner'ın ana salonuna doğru yürüdü. Etrafına bakınca memnuniyetle başını salladı:
Evet, bu odanın tavanı çok daha yüksek! Burada kesinlikle boynum çatlayacak!
Bu sözlerle ipi tavan kirişine attı ve vücudu uzanıp sarktığında bile toynaklarının kesinlikle yere ulaşmaması için uzunluğunu dikkatlice ölçtü. İpin diğer ucunu sıkıca merdiven korkuluğuna bağladı ve ilmiği dişlerinin arasında tutarak dörtnala merdivenlerden yukarı çıktı. Yeterince yükseğe tırmandıktan sonra ilmiği tekrar boynuna attı, iyice sıktı ve korkuluklara tırmandı. Çok aşağıdaki zemine baktığında içini çekti ve yelesi biraz düzleşti. Bu son. Bu şekilde ölecek. Gözlerini kapattı ve onun gitmesiyle dünyanın kaybedeceği şeyleri biraz düşünmek için kendine izin verdi. Partilerden, herkese yaşattıkları neşeden... Peki şimdi kekleri kim pişirecek? Arkadaşlarıyla birlikte yaşadığı bir dizi keyifli olay gözünün önünden geçiyordu... ah, onu nasıl özleyecekler... Ve Rainbow Dash... onu çoktan özledi... ama onsuz dünya soğuyacak ve kasvetli, tıpkı taş çiftlikteki o zamanlar gibi: kahkaha yok, gülümseme yok, sadece taşlar var. Pinkie bunu yapması gerektiğini biliyordu. Bu tek yoldu. Acıdan yavaş yavaş ölmektense, içinde hâlâ hayat varken gitmek daha iyidir, değil mi? Ve çok geçmeden Keiki onu burada cansız bir şekilde tavana asılı halde bulacak ve sonra şöyle diyecekler: “Ah, şu Pinkie Pie, sanki kendini öldürmüş gibi görünüyor. Aynen böyle! - ve yaşamaya devam edecekler. Arkadaşları için de durum aynı: Çiçeklerle ve beklenen her şeyle dolu bir cenaze töreni olacak, onu anmak ve yas tutmak için çok kederli bir parti olacak ama onlar da ağlayıp hayatlarına devam edecekler.
Elbette Keikiler çok tembel davranırlarsa ya da indiremezlerse onu orada asılı bırakabilirlerdi ve o zaman kasvetli bir dekorasyon gibi orada asılı kalırdı. Bunu düşündü ve evet, bunun büyük ihtimalle olacağına karar verdi. Onu orada yeni bir dekorasyon gibi bırakacaklar ve eğer müşteriler sorarsa onlara şöyle diyecekler: “Ah, bu sadece Pinkie Pie, eski asistanımız. Bir gün aklına kendini öldürmeyi koymuş, sonra da KAZA! İşte onun için son geldi!” Evet büyük ihtimalle bu şekilde olacak. Toynağını kaldırdı, ölümcül sıçramasını, onu yaklaşan ölüme doğru uçuracak son belirleyici adımı atmaya hazırlandı. Ve hayatı, ipin güçlü bir çekişiyle boynunun yüksek bir "çatlamasıyla" sona erecek...
PINKAMEN DIANA PIE! NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?!
Pinkie Pie, Bayan Cake'in keskin çığlığıyla irkildi.
Merhaba Bayan Cake! - bir gülümsemeyle bağırdı. - Rainbow Dash beni terk etti, ben de kendimi öldürmeye karar verdim!
Benim fırınımda değil! Bu iş açısından kötü!
Ama Bayan Cake," diye sızlandı Pinkie Pie oturduğu yerden. - İpin boynumu "çıtırdatması" için çok fazla alana ihtiyacım var ve odamdaki tavanlar çok alçak!
"Çatlak" yok! Burada unlu mamuller satmaya çalışıyorum ve cesedinin burada dolaşmasına izin veremem! Birkaç hafta içinde ona ne olacağını bir düşünün: çürümeye ve kokmaya başlayacak. Burada yemek servisi yapıyoruz ve bu hiç de sağlıksız olur! Git çocukça intiharını başka bir yerde gerçekleştir, seni aptal kısrak!
Peki, tamam... - Pinkie üzüntüyle içini çekti. İsteksizce korkuluktan aşağı indi ve boynundaki ilmiği çıkardı. Geri adım atmanın başka bir yolunu bulmalıydık.
Pinkie parlak güneşli bir günde kapıdan çıktı. Pembe midillinin kürkü ılık bir esinti tarafından okşanıyordu. Bu, Pinkie'ye Dasha'nın onu sıcak tutacak sıcak kucaklaması olmasaydı hayatının ne kadar karanlık ve soğuk olacağını hemen hatırlattı. Kendini öldürmek zorundaydı, hayatının geri kalanını bu soğukta yaşamak istemiyordu! Ama ne yapmalıydı?.. Tavsiyeye ihtiyacı vardı ve başvuracağı doğru midilliyi biliyordu...
Alacakaranlık! - Kütüphanenin eşiğinde duran Pinkie Pie sinirli bir ses tonuyla söyledi. - Rainbow Dash beni terk etti ve artık lezbiyen sevgilim olmak istemiyor ve şimdi üzgünüm çünkü tamamen yalnızım, bu yüzden kendimi öldürmeye karar verdim ama kendimi öldüremedim, bu yüzden birinin beni öldürmesine ihtiyacım var - sonra bana bu konuda yardımcı oldu!
Biraz üzücü ama kendini öldürmek istediğinden emin misin Pinkie Pie? Yaşamaya değer başka birçok şey var. Mesela kitaplar! Pek çok konuda kitaplar var: kekler hakkında, hava durumu hakkında, hakkında...
Alacakaranlık! - dedi Pinkie, arkadaşını omuzlarından tutup doğrudan gözlerinin içine bakarak. - Kendimi öldürmeme yardım et!
Peki, tamam... - Twilight kulaklarını başına bastırarak kabul etti. "Hadi gidelim o zaman..." dedi ve arkadaşını içeri soktu.
YAY! - Pinkie Pie ciyakladı. Yakında ölecek ve artık yalnız ve arkadaşsız kalmasına gerek kalmayacak. Ve hepsi Twilight'a teşekkürler! Toynaklarını birbirine vurdu ve Twilight'ın peşinden dörtnala koştu.
Twilight kanepeye çöktü ve Pinkie'ye en yakın sandalyeye oturmasını işaret etti.
Yani... kendini öldürmek istiyorsun. O zaman soru bunun nasıl yapılacağıdır. Zaten herhangi bir fikriniz var mı?
Kendimi asmayı denedim ama pek işe yaramadı... - dedi Pinkie pişmanlıkla. - Bana söyleyebileceğini umuyordum. Eminim senin gibi yalnız bir inek her zaman kendini öldürmenin yollarını düşünüyordur...
Twilight'ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü.
Ne? Pinky, hayır, ben... Ama nasıl...? - Sustu ve başını salladı. - Önemli değil, önemli değil. Dinle, bir fikrim var: Neden Spike'ı aramıyoruz ki nefesiyle seni yaksın?
Spike oradaydı, üst kattaki yatak odasının kapısından dışarı doğru eğilmiş, kulaktan kulağa sırıtıyordu. Pinkie ürperdi.
Um, bir şeyden korkuyorum... Bana göre ateş yeterince etkili değil ve Spike ona yeterince güç uygulayamayacak, bu yüzden muhtemelen uzun ve acı verici olacak...
Evet haklısın. - Twilight utanarak başını salladı. - Spike kitap kapağını bile yakamıyor, neden bir midilliyi yaksın ki...
Spike'ın gülümsemesi soldu ve kaşlarını çatarak yatak odasına doğru kayboldu.
Twilight biraz daha düşündü ve sanki kafasında bir ampul yanmış gibi aniden haykırdı:
Ah, bir fikrim var!
Kanepeden atladı ve C bölümünün sonundaki kitap rafına koştu.
- “S” - intihar! - muzaffer bir şekilde ilan etti, biraz aradı ve sonunda konuyla ilgili bir kitap seçti. - HAKKINDA! Bu yardımcı olmalı!
Ayağa kalktı, toynaklarını rafa dayadı ve telekinezi ile kitabı çıkardı.
- “Kendinizi Nasıl Öldürürsünüz”... başvuru kılavuzu! - ciddiyetle okudu. - Bu kesinlikle tüm sorunlarımızı çözecek! Devam edeceğiz ve her şeyi kitabına göre yapacağız!
İntiharla ilgili bir kitap mı? - Pinkie zaten buraya geldiğine memnundu. - Ah, Alacakaranlık, bu kesinlikle işe yarayacak! Böyle bir kitap yazacağımı hiç düşünmemiştim. Bu arada o kimin?
Bu... Fotoğraf Bitiş mi?.. - inanamayarak okudu.
Fotoğraf Bitiş??? - Pinkie hayrete düşmüştü. - Peki neden bu konuda bir kitap yazsın ki...
Hadi... Sormayalım... - Twilight onun sözünü kesti, kitabı açtı ve kitabı kullanmaya karar veren kişinin Photo Finish'in daha az uyumlu biri için tüm eylemi belgelemesine izin vermesi gerektiğini belirten notu fark etmemeye çalıştı. projeler.
Yaklaşık yirmi dakika sonra kendilerini bodrumda buldular. Pinkie Pie tavandan sarkan demir bir masanın üzerinde yatıyordu ve dört bacağı da çok uygunsuz bir pozisyonda ona bağlıydı. Twilight onun yanına birkaç adrenalin şırıngası, bir pala, bir demir testeresi ve bir mutfak bıçağı yerleştirmeyi bitiriyordu.
TAMAM! - dedi. - Görünüşe göre her şey bir arada.
Listesindeki son öğeyi kontrol etti.
Bu kadar düzenli olmam iyi bir şey: geriye dönüp bakmadan önce o kadar tatlı öleceksin ki! - dedi ve kitaba baktı. - Tamam... yani... ah, ımm... - Pinkie'ye suçluluk duygusuyla baktı: - Görünüşe göre seni masaya nasıl vidaladığımı görmemen için önce seni uyutmam gerekirdi.. Korkutucu değil, değil mi?
Ah, endişelenmeyin, sadece işin eğlenceli kısmına geçin! - Pinkie ona memnuniyetle güvence verdi. - Bilirsin, beni öldürmeye başladığın yer!
Kesinlikle! - Twilight başını salladı, kitaba tekrar baktı ve masadan bir demir testeresi aldı. - İyi. Şimdi şunu söylemem gerekiyor: “Acaba neden herkes bu şeye demir testeresi diyor? Bıçağa benziyor mu? Daha önce bıçakla oynuyordum ama bu bir testereydi!”
Bıçak? - Pinkie şaşkınlıkla tekrarladı. - Alacakaranlık ama henüz bıçak kullanmadın!
Twilight tekrar kitaba baktı.
Ah, eğer bir pegasus olsaydın ya da tek boynuzlu at olsaydın sırasıyla kanatlarını ya da boynuzunu kesmeye çalışmam gerektiği yazıyor, ama görünüşe göre bu nokta senin için geçerli değil... Hımm...
Birkaç sayfa daha çevirdi, sonra bir mutfak bıçağı aldı.
Tamam, şimdi senin içini boşaltmam ve... adrenalin vererek seni bilinçli tutmam gerekiyor... Ne? Ama bu bir tür saçmalık...
Evet, Alacakaranlık, bu kulağa çok aptalca geliyor! Bir çeşit aptal enfiye kurgusu mu buldun? Buna ne denir?
Görünüşe göre bu "Cupcakes" denilen popüler bir teknik mi? - Twilight şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. - Keklerin bununla ne alakası var?
Pinkie Pie kayışlardan kolaylıkla atladı (midillilerin toynakları var, bu yüzden kayışlarla düzgün şekilde bağlanamıyorlar) ve yaklaşarak sayfaya baktı.
Alacakaranlık, bu enfiye pornosu senaryolarından oluşan bir koleksiyon! Ve enfiye pornosu benimki gibi en az favori bir tür porno! Kamera önünde amatör sikişmeler ya da cinsiyet değiştirme hakkında bir kitap bulmalıydın, hatta daha da iyisi, beni nasıl çabuk öldürebileceğine dair bir kitap bulmalıydın!
Um... - Twilight artık ne yapacağını bilmiyordu. - Belki de seni boynuzumla bıçaklamalıyım?
İşte bu! - Pinkie bağırdı. "Bana ve çaresizce ölme ihtiyacıma karşı yeterince sempati duymuyorsun!" Görünüşe göre, her saniye kelimenin tam anlamıyla kendini öldürmeyi düşünecek kadar hassas birine ihtiyacım var!
Ve kütüphaneden dörtnala çıktı...
Fluttershy! - Pinkie Pie, arkadaşının evinin önündeki köprüde dururken sinirli bir ses tonuyla tekrar söyledi. - Rainbow Dash beni terk etti ve artık lezbiyen sevgilim olmak istemiyor ve şimdi üzgünüm çünkü tamamen yalnızım ve kendimi öldürmek istiyorum ama bunu kendim yapamadım ve Twilight da yapamadı' Ben de bunu yapmayacağım ve kendimi öldürmeme yardım etmen için sana geldim!
Ah hayır, bunu yapamam! Korkarım diğer midillileri öldürmek için uygun değilim...
Fluttershy! - Pinkie bağırdı, onu omuzlarından tuttu ve doğrudan gözlerinin içine baktı. - Kendimi öldürmeme yardım et!
Ah... belki bir şeyler yapabilirim... - Fluttershy pes etti.
Pegasus kızı onu Ebedi Vahşi Orman'ın kenarındaki bir mağaraya götürdü ve seslendi:
Woo-hoo, Shaggy? Sana birini getirdim...
Mağaranın derinliklerinden bir homurtu duyuldu, sonra yavaşça ama kaçınılmaz olarak devasa bir boz ayı ışığa çıktı ve Fluttershy'ye yakından baktı.
Burası Lokhmatik” diye açıkladı. - O bir ayı.
Vay! Kendimi öldürmeme yardım edecek mi?
Şey... evet," dedi Fluttershy. "Görüyorsunuz, Shaggy bir etobur, yani diğer hayvanları yiyor, bunlar arasında... midilliler de var..." Burnunu yavaşça ayıya sürttü. - Bence ona çok kibarca sorarsan seni seve seve yutar...
Pinkie bir an bu ihtimali düşündü, toynağıyla çenesini ovuşturdu.
Hmm... Her nasılsa burada bir sürü "eğer" var, ama tamam! - ve heyecanla anında atladı. - Daha sonra ona tadımın nasıl olduğunu sormayı unutmayın!
"Tamam," dedi Fluttershy kıkırdayıp ayıya dönerek. - Shaggy, senden diğer midillileri yemeni nasıl istediğimi hatırlıyor musun? Pinkie Pie artık burada yaşamak istemiyor ve yardım için bana geldi. Bunu düşündüm ve bunun için en iyi küçük yardımcının sen olacağına karar verdim! Peki Pinkie Pie'ı yemeye ne dersiniz? Sakıncası var mı?
Pinkie Pie, yenilmek üzere olduğu için mutlu bir şekilde kulaktan kulağa gülümsedi ve el salladı.
Ayı önce Fluttershy'ye, sonra Pinkie Pie'a, sonra tekrar Fluttershy'ye baktı ve başını salladı.
Ne? Neden? - Fluttershy şaşırdı. - Diğer midillileri gerçekten sevdin!
Shaggy, bu midilliyi neden yemek istemediğini jestlerle göstermeye çalıştı. Fluttershy dikkatle dinledi ve zaman zaman başını salladı.
Bu sırada Pinkie Pie uzayda bir yere bakıyordu ve eğer midilliler yerde değil de tavanda yaşasaydı ve her odada Duvarda Resimler olsaydı ne olurdu diye düşünüyordu. Ve dün, taylarına nereye gideceklerini göstermek için midillilere eğitim veren bir öğretmen olarak çalışacak olan kız kardeşiyle nasıl konuştuğunu. Bu çok tuhaf bir düşünceydi ve Pinkie'nin çocukluğunda anne ve babası kahvelerini beklerken düşürülüp düşürülmediğini merak etmesine neden oldu. (Ayrıca, yazarın kendi düşünceleri aracılığıyla yapmaya çalıştığı doksanların punk kültürüne yapılan muğlak göndermeyi okuyuculardan herhangi birinin anlayıp anlayamayacağını merak etmesine neden oldu; metin üzerinde kendisi de hiçbir şey anlamayan bir çevirmen tarafından çalışıldıktan sonra bile. ... U- vay be, belirsiz göndermeler... Ne kadar korkunç bir fanfic'in içine düştü kendini öldürmeye karar vermesi iyi oldu...)
Fluttershy şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı ve sonunda ayının neyi açıklamaya çalıştığını anlayabildi.
Vejetaryen olmaya karar verdiğin ve artık midilli yemediğin için onu yiyemeyeceğini mi söylüyorsun?
Ayı başını salladı.
Peki Shaggy," Fluttershy içini çekti, "Senin adına çok mutluyum ve kararına saygı duyuyorum, ama Pinkie Pie onu parçalara ayırıp yutman konusunda sana gerçekten güveniyor." Etin son bir porsiyonunu yiyebilir misin? Benim hatırım için mi?
Ayı patilerini göğsünün üzerinde çaprazladı ve başını salladı.
Haydi ayı! Hatta senin için kendime kebap ketçapı bile dökeceğim! - dedi Pinkie, kafasına bir şişe kebap ketçapı dökerek.
Ayı gözlerini kırpıştırdı, otçul midillinin kebap ketçapını nereden almış olabileceğini merak etti ama yine de başını salladı: Kararında kararlıydı ve Fluttershy bile onu Budist pasifizm yeminini bozmaya zorlayamazdı.
En azından küçük bir parça?
Evet! Haydi ayı! Bak ne kadar lezzetliyim!!
Tüylü adam yalnızca patilerini göğsünün üzerinde daha sıkı çaprazladı ve kararlı bir şekilde başını salladı.
Ah anneler...
Haydi Fluttershy! Beni anında yiyeceğini söylemiştin!
Ah... Ama istemiyorsa onu seni yemeye zorlayamam... Belki seni yemesi için bir grup fare getirebilirsin?
Belki başkasından kendimi öldürmeme yardım etmesini istemeliyim?
Ve bununla birlikte Pinkie bir sonraki potansiyel eşine atladı...
Nadirlik! - Pinkie Pie, Carousel Boutique'in ortasında durarak aynı üzgün ses tonuyla yeniden başladı. "Rainbow Dash beni terk etti ve artık lezbiyen erkek arkadaşım olmak istemiyor, bu yüzden...
Pinkie Pie, kapa çeneni! Neler yaşadığını tam olarak biliyorum ama bu şekilde intihar edemezsin! - Rarity, bitirmesine izin vermeden bağırdı.
Ne? Ama ben... - Pinkie başladı ama sonra moda tasarımcısı onu boynundan yakaladı ve kendine çekti...
Pinkie gözünü kırpmadan üst kattaki odaya girdi ve Rarity ona kendini öldürmeye uygun çeşitli yas elbiseleri giymeye başladı.
Sevgilim, bana gelmene ne kadar sevindim! - Rarity bağırdı. "İyi bir intiharın dramını ne kadar az midillinin takdir edebildiğine inanamayacaksın!" HAKKINDA! Burada! Bu tacı deneyin! - siyah tacını pembe arkadaşının başının üstüne koyarak dikkatini dağıttı. - Muhteşem! Peki neden bahsediyorum? Ah evet! Dram! Trajedi! Mutsuz aşkın acısıyla vaktinden önce sona eren genç bir hayat... Ah, ne dünya! - dramatik bir şekilde alnına bir toynak koyarak ilan etti.
Ama Rarity, bu cenaze törenine kadar bekleyebilir mi? ŞİMDİ ölmek istiyorum! - dedi Pinkie kaprisli bir şekilde toynaklarını yere vurarak.
Sabırlı ol Pinkie Pie! Bu konularda belli bir zarafet göstermeniz gerekiyor: Yataktan yeni kalkmış gibi kendinizi asamazsınız. Bunun için gerekli hazırlanın!Ölmeyi denemek lazım Güzel!
Ama sen beni giydirip süslediğin zaman, ben çoktan yaşlılıktan öleceğim! Ama yaşlılıktan ölmek istemiyorum, KENDİMİ ÖLDÜRMEK istiyorum!
"Peki," dedi Rarity, gizlemediği bir kızgınlıkla, "eğer istediğin buysa, neden Applejack'e sormuyorsun?" Eminim bırakın öldüğü günü, haftanın hiçbir günü kendi görünüşünü umursamıyordur...
Haklısın! - dedi Pinkie, bunu iyi bir tavsiye olarak kabul ederek. - Bunu daha önce nasıl düşünmedim?
Elbisesinden (bir şekilde) fırladı ve kararlı bir şekilde kapıya doğru dörtnala koştu.
- Bir şeyin yapılmasını istiyorsanız, bu konuda çok şey bilen bir midilliye gidin!
Rarity toynaklarıyla onu takip ederek yüzünü kapattı.
Applejack! - Pinkie Pie bağırdı. - Kendimi öldürmem lazım! Yardım edecek misin?
Kendini öldürmek mi? - Applejack bir anlığına şaşkınlıkla dondu ama sonra her zamanki iyi huylu ses tonuyla cevap verdi: - Ah, çocuk oyuncağı! Al onu ve kendini as!
Ama Applejack," dedi Pinkie, "zaten kendimi asmayı denedim ve hiçbir şey işe yaramadı... Ayrıca Twilight'a, Fluttershy'ye ve Rarity'ye de gittim, ama bugün nedense hiçbir şey işe yaramıyor! Sanki sonunda beni öldüremeyen hasta bir punk rock'çı hakkındaki aptal bir hayran kurgusunun içindeyiz ama benim gerçekten kendimi öldürmem gerekiyor, Applejack! Rainbow Dash beni terk etti ve onun seksi midilli yalamaları olmadan yaşayamam!
"Tamam," dedi Applejack, "Ponyville'in en sadık ve sempatik midillisi olarak, derdine yardım etmem gerekiyor!" Pshli. - Bu sözlerle arkasını döndü ve ahırın arkasına gitti. - Sana bir zamanlar bir kitapta okuduğum bir şeyi göstereyim. "Yaşlı Yalancı" deniyordu sanırım... Hatırlamıyorum, çok az okurum... ama bu şey seni kesinlikle bir sevgilim gibi öldürecek!
Vay! - Pinkie heyecanla bağırdı ve onun peşinden atladı. - Umarım haklısındır. Kesinlikle beni öldürecek çok ciddi bir şeye ihtiyacım var!
Çok geçmeden Applejack, Pinkie Pie'ı ahırın arkasındaki bir çiviye bağladı ve ucunda tahta sapa benzeyen siyah, parlak bir tüp çıkardı.
Pinkie Pie, bu benim silahım. Canavarı kandırmak için aldım ama hâlâ denemeye cesaret edemiyorum...
Pinkie'nin gözleri yuvarlaklaştı ve sevinçle bağırdı:
VAY! Bu şey beni kesinlikle bir sevgilim gibi öldürecek!
A-haha! Ben de öyle düşünüyorum! - Applejack onaylayarak başını salladı. - Şimdi geriye kalan tek şey nasıl ateş edileceğini bulmak... Bu fişeklerden birini oraya koymanız gerektiğini tam olarak hatırlıyorum... - Şapkasından bir fişek çıkardı, namluya koydu namluyu kaldırdı ve tetiği çekti. "O zaman anladığım kadarıyla onu hedefe doğrultmalısın..." Silahını ön toynaklarında tutarak arka ayakları üzerinde kalktı ve Pinky'ye doğrulttu. - Ve sonra muhtemelen tetiği çekmeniz gerekecek...
Bu sözlerle Applejack tetiği çekti ve Pinkie Pie'ı vurdu...
Ve hiç atış yapmadığı için tamamen ıskaladı...
Ve havuçlarını çalan tavşanlardan birine çarptı. Ve patladı. Ve sonra tekrar patladı.
Diğer tavşanlar, kendileri de dahil olmak üzere havuç yatağına ve içindeki her şeye ince bir tabaka halinde bulaşmış olan tavşan arkadaşlarının kalıntılarına bakarken dondular. Tek kelime etmeden havuçları fırlattılar ve Applejack'in daha önce görmediği kadar hızlı bir şekilde kaçtılar.
Vay! Demek bu şey bunun için var! - Applejack memnun bir bakışla silaha bakarak gülümsedi. - Kullanışlı!
Harika çocuklar! - Pinkie Pie bağırdı. - Şimdi acele edin, kafamdan vurun da artık yaşamak zorunda kalmayayım!
Tamam şekerim! - dedi Applejack silahı tekrar doldurup toynaklarının arasına alarak. - Dua et canım ve ölmeye hazırlan!
Oki-doki-loki!
Pinkie Pie toynaklarını göğsünde kavuşturdu ve dua etmeye başladı:
Sevgili Prenses Celestia,
Benim! PINKIE PIE! Çevredeki en iyi tatil midillisi! Beni hatırladın değil mi? Galadaki dansı ve müziği mahveden midilli bendim ve ayrıca Ponyville'de bizi ziyarete geldiğinde burnunun dibinde kek yedim! Aslında, düşününce... muhtemelen benden nefret ediyorsun... HADİ TEKRAR YAPALIM!
Sevgili Prenses LUNA,
Şu anda kız kardeşine dua ediyordum ama sonra muhtemelen benden nefret ettiğini fark ettim ve şimdi sana dua ediyorum. MERHABA! Yani Rainbow Dash artık beni sevmiyor ama ben onu hala seviyorum ve ben onu sevdiğime ve o beni sevmediğine göre o zaman mutsuz olacağım ve mutsuz olmak istemiyorum! Bu yüzden kendimi öldürmeye karar verdim. Kendimi asmaya çalıştım ama çok zor oldu, sonra Twilight'a gittim ve ondan beni öldürmesini istedim ama o hâlâ doğru kitabı bulamadı, sonra Fluttershy'ye gittim ve o beni beslemeye çalıştı ayıya, ama o artık bir Budist ve belki beni yemiyorlar, sonra Rarity'ye gittim, ama o sadece bebeklerle oynardı, sonra Applejack'e gittim ve şimdi burada oturuyorum ve Applejack elimde silahla duruyorum, yani yakında sevgilim gibi öleceğim! Harika değil mi? Neyse, kendini öldürmenin yanlış olduğunu biliyorum ama ben iyi bir midilliydim ve her zaman bütün yoncalarımı yerdim, bu yüzden lütfen beni cehenneme göndermeyin! Göndermeyecek misin? Çok teşekkür ederim!
Amin!
Hadi bakalım! Her şey için dua ettim! - Pinkie Pie neşeyle bağırdı ve Applejack'e el sallayarak veda etti: - Harika bir arkadaştın!
Sen de tatlım! Güle güle!
Applejack silahını kaldırdı, arkadaşını gerçekten vurmaya hazırlanıyordu...
Applejack! Burada ne halt ediyorsun? - yukarıdan hoşnutsuz bir ses duyuldu. "Ben burada biraz kestirmeye çalışıyorum ve sen ve Pinkie Pie güpegündüz havai fişek patlatıyorsunuz!"
Gökkuşağı Dash! - Pinkie bağırdı. - Applejack kendimi öldürmeme yardım etmeyi kabul etti ve şimdi beni silahla kafamdan vuracak!
Rainbow Dash duyduklarını sindirerek ileriye baktı.
Dur, dur, NE? Pinkie Pie, ciddi misin? İkiniz de aklınızı mı kaçırdınız? Neden KENDİNİ ÖLDÜRMEYE karar verdin ve neden Applejack sana bu kadar... yani... KORKUNÇ bir konuda yardım etmeyi düşünsün ki?! NE OLUR? HASTA BİR punk rock'çı hakkında aptal bir fanatik miyiz???
Ama Rainbowdash! - Pinkie sızlandı. "Benimle her şeyin bittiğini söyledin ve beni yalnız bıraktın."
Rainbow toynağıyla yüzünü kapattı.
- “Senin için her şey bitti”?? Hayır, hayır Pinky! Şimdilik amını yemeyi bıraktım demek istedim. Artık seninle lezbiyen sevgili olmak istemediğimi söylemedim! - Pegasus arkadaşının yanına gitti ve onun toynaklarını kendi toynağının arasına aldı. - Pinkie Pie, seni hâlâ seviyorum ve her zaman seveceğim! Seni asla bırakacağımı aklından bile geçirme! Applejack için bile. - Pegasus suçluluk duygusuyla kırmızı midilliye baktı. - Samandaki normal çöreklerimizi sevmediğimden değil.
Olumsuz! Önemli değil Gökkuşağı! - Applejack gülümsedi ve toynaklarını salladı, silahı omzunun üzerinden attı. - Ben de senin için Rarity'yi bırakmayacağım!
Kısacası,” Rainbow konuyu değiştirdi. Neden aniden kendini öldürmeye karar verdin? sadece seni terk ettiğimi düşündüğün için mi? Peki neden başkaları size ciddi bir şekilde yardım etmeyi taahhüt etti?
Bilmiyorum ama Ponyville diye bir şehirde olaylar oluyor! - Pinkie Pie omuz silkerek belirtti.
Rainbow Dash gözlerini devirdi.
Ah, Pinkie Pie, sen tam bir aptalsın!
Uh-uh-ben! - Pinkie bağırdı.
Daha sonra birbirlerini yalamaya başladılar. Ve ateşli lezbiyen seks yaptılar. Ve Dasha'nın amının tadı Skittles'a benziyordu.
Sonsuza dek mutlu ol.
ŞİMDİ
Enfiye genellikle gerçek bir cinayetin videosudur. Kural olarak bunlar kadınlara veya çocuklara yönelik tecavüz kayıtlarıdır. Enfiye kurguda yazar hoşlanmadığı bir karakterle alay eder ve onu öldürür. - Not çeviri
"My Little Pony: Arkadaşlık Sihirdir", Hasbro, 2010-2014
"Pinkie Pie Ölmek İstiyor", Rakun, 2011
Çeviri: Veon, 2014
Pinkie Pie, kürkü koyu pembe renkli, yelesi ve kuyruğu koyu kırmızı tonlarıyla parlayan huzursuz midillinin adıdır. Pinky tam olarak başkalarını eğlendirme yeteneği nedeniyle ünlüdür. Keyifsiz olduğunda (ki bu da olur), saç modeli hacmini ve şeklini kaybeder - canlı bukleler düzleşir ve donuklaşır. Bu yüzden Pinkie'yi üzmemek ve ona Bay Pie'ın fırınından aldığı en sevdiği kekleri daha sık ikram etmek daha iyidir.
Bu midillinin amblemi, kıvırcık ipleri olan üç balondur. Bu, neşeli küçük bir kızın mesleğinin bir sembolüdür - partiler ve diğer eğlence etkinlikleri düzenleyerek etrafındaki herkese neşe ve eğlence vermek.
Küçük Midilli Yetenekleri
Pinkie'nin iyimserlik yaydığı gerçeğine ek olarak, başka birçok yararlı özelliğiyle de övünebilir. Örneğin ideal bir arkadaştır. Bu midilli, ilk toplantıda yeni tanıdıklarla kelimenin tam anlamıyla ortak bir dil bulur ve doğum tarihinden yemek tercihlerine kadar onlar hakkındaki en önemli şeyleri anında hatırlar. Böylesine olağanüstü bir anı sayesinde Pai'nin partileri her zaman en üst düzeyde yapılıyor - konuklar ilgiden veya en sevdikleri lezzetlerden mahrum kalmıyorlar. Pinky'nin kalbi ise kremalı ve dolgulu muffin keklere ait. Ve sadece onları yemeyi sevmiyor, aynı zamanda onları pişirebiliyor! Ancak yemek pişirmeye kız arkadaşlar da katıldığında sonuç tuhaf görünebilir. Bununla birlikte, şımarık bir atı bununla üzmek zordur - mutfakta bile maceralar onun şarkı söyleme isteği uyandırır ve oldukça yüksek sesle şarkı söyler. Pinkie aynı zamanda birinin sinirini bozabilecek ama bazen de yardımcı olabilecek birçok müzik enstrümanında da ustalaştı. Çizgi film bölümlerinden birinde, açgözlü paraspritlerin ayrılması Pinkie'nin müzik yeteneği sayesinde oldu.
Kitleleri neşelendiren midillinin bir özelliği daha var. Pinky'nin sezgileri asla başarısız olmaz ve sorunları önceden tahmin edebilir. Kasaba sakinleri onun tahminlerini dinliyor. Pie ayrıca ekranda gerçekleşen aksiyonu da sık sık gizler - bu "dördüncü duvarı kırma" numarası Pinkie'nin imza numarası haline geldi.
Equestria Kızı Pinky
Pinkie Pie'ın Canterlot Okulu'nda bir benzeri de var. Kabarık saç modeli olan bu kız tam olarak bir ponyasha gibi davranıyor, herkesi neşelendiriyor ve gürültülü partiler topluyor, burada Rainbow Rock grubunun bir parçası olarak davul çalarak performans sergilemekten çekinmiyor.
İsim: Pinkamena Diane Pie, daha çok Pinkie Pie olarak bilinir. Tam adı bir kelime oyunu değildir; "Pinkie Pie", "Pembe Pasta" anlamına gelir. “Pembe” sözcüğündeki “pembe” anlamının kökeninin Germen dil grubuna dayandığı ve başlangıçta “serçe parmak” anlamına geldiği dikkat çekmektedir. Bu kelimenin başka bir olası çevirisi (günlük İngilizce): "sleuth" (Alan Pinkerton Ajansı sayesinde). Güncelleme: ayrıca yorumlardan bana da anlaşılacağı gibi "turta" kelimesinin "kaos", "karmakarışık", "karışıklık" olarak çevrilebilmesi de oldukça dikkat çekici.Görüş: midilli (toprak)
Zemin: dişi
Göz rengi: göksel
Yele rengi: koyu pembe
Ceket rengi: pembe
Tatlı işareti:
Faaliyet türü: fırıncı
Hobi: parti vermek
Aynı.
Hangi nümismatist onun için kanat çizdi? Raporda “toprak midillisi” yazıyor!
- Bilmiyorum efendim. Pembe bir şey duvarın içinden geçerek deseni düzeltti ve ortadan kayboldu efendim.
- Ah Celestia, kiminle çalışmam gerekiyor...
Biyografi
Pinky'nin hayatındaki son olaylar hakkında söylenebilecek tek şey onun "Şeker Köşesi"nde yaşadığı ve çalıştığı, partiler düzenlemeyi sevdiği, yemek yapmayı bildiği, şarkı söylediği, dans ettiği, harika kaydığı ve bir evcil hayvanı olduğu: dişsiz bir timsah Gummy . Pinky hissi daha sonra ayrı bir değerlendirmeyi hak ediyor, bu yüzden şimdilik "bugünün" Pinky'si hakkında söylenebilecek tek şey bu. Ancak en büyük ilgi onun erken biyografisidir.
"Lütfen Okuyun: Equestria Kurucusu Pinkie Pie'dan Kişisel Mesaj."
Onun hakkında bildiğimiz her şey Pinkie'nin kendisi tarafından anlatılıyor (S01E23) ve konuşmasını şu sözlerle bitiriyor: "...ve Equestria böyle yapıldı... Belki bir gün sana sevimlilik izimi nasıl aldığımı anlatırım." !" (“…ve Equestria böyle kuruldu… Belki bir gün size [İşaret Taşıyıcılarına] tatlı izimi nasıl aldığımı anlatırım!”), Bu onun hikayesinin doğruluğunu sorguluyor, ancak hikaye bırakın doğaçlamayı, önceden tasarlanmış bir yalan için bile fazla eksiksiz görünüyor, dolayısıyla bu sadece "sözlerini geri alma" girişimi olabilir. Öyle ya da böyle, burada ve daha ilerisinde, hikayenin hala kesinlikle doğru olduğu varsayımına dayanarak durumu değerlendiriyoruz.
Pinkie'nin Mormon ailesinden geldiğine dair iddialarla karşılaşmış olabilirsiniz. Ne yazık ki bu doğru değil. Çok daha kötü. Diğer araştırmacılara göre (ve onlara inanmamak için hiçbir nedenim yok), görünüşünden ailesinin temellerine kadar kesinlikle her şey, Pinkie'nin bir aile taş çiftliğinde büyüdüğünü gösteriyor. kaya çiftliği Amish bölgesinde bulunmaktadır. Bu dini hareketi hiç duymamış olmanız oldukça olası. Aslında, son derece zayıf bir şekilde dağıtılmıştır (Dünyadaki çeyrek milyon temsilci) ve tamamen kapalıdır. Kısacası bu, İncil'i son derece kelimenin tam anlamıyla yorumlayan, saçmalık noktasına getirilmiş (gerçekte birçoğu hala motor çekişini tanımayı reddediyor, atları tercih ediyor) muhafazakarların hareketidir. Görünüşe göre Equestria'da ikincisi mevcut değil, bu nedenle bu Equestria topluluğu içindeki kesin davranış normları bizim için bir sır olarak kalıyor.
Bu toplulukların orijinal kaynak dışında her konuda örtüştüğünü varsayarsak, o zaman şu gerçeklerle ilgileniriz:
- Muhafazakarlık, her türlü yeni teknolojinin reddedilmesi, toplumun sonsuzluğa uzanan ataleti
- Dış ilişkiler (evlilik) yasaktır
- Hayatın ve giyimin sadeliği, malların reddedilmesi
- Mutlak pasifizm
- Çok çocuk sahibi olmak
- Ana faaliyet olarak tarım
- Genetik olarak kapalı popülasyon
- Kısaltılmış (gerçekte: sekiz yıl) eğitim
Açıkçası, bu Amiş geleneklerine "biraz" aykırıydı, bu yüzden aileyi terk etti. Tam olarak nasıl olduğunu söylemek zor ama aşağıdaki iki senaryo büyük olasılıkla görünüyor: Kaçınma (İngilizce Shunning - Amişler arasında, "aforoz edilen" kişinin aklı başına gelene kadar tüm topluluk tarafından tamamen görmezden gelinmesi biçiminde yumuşatılmış bir aforoz gibi bir şey), veya Pinkie'nin okolnikova sırasında topluluktan ayrılmaya karar vermesi çok daha muhtemel (okolnik - bu Amish kelimesi, on altı yaşından son seçimi yaptığı ana kadar olan bir genci ifade eder: vaftiz edilmek ve Amish Kilisesi'nin bir üyesi olmak ya da Amish topluluğundan ayrılmak; çoğu zaman bu zamanda potansiyel gelecek Amişler, bunu toplulukta kendilerine öğretilenlerle karşılaştırmak için "dünyayı görmeye" giderler: çoğu eninde sonunda vaftizi seçer, ancak her zaman istisnalar olmuştur).
Genel olarak, Pinkie'nin dünya görüşleri arasında keskin bir iç çatışma olmasına rağmen aileyi oldukça huzur içinde terk ettiği görülüyor.
Kahkaha Unsuru
Kahkaha Unsuru, çalışma prensibi bakımından diğerlerinden keskin bir şekilde öne çıkıyor. Gerçek şu ki, "neşe", "mutluluk" ya da daha mantıklı görünen başka bir şeyden değil, Kahkaha'dan bahsediyoruz. Temel fark, bu Elementin doğası gereği dürtüsel olmasıdır: Onu "beslemek" işe yaramaz, bu durum çok uzun süre sürdürülemez, aksi takdirde olumsuz bir reaksiyon mümkündür. Şakalar tekrarla daha eğlenceli hale gelmiyor: Tüm sistemin yeterli enerji seviyesini istikrarlı bir şekilde korumak için eleman her zaman belirgin bir aktif durumda olmaya zorlanır.
Yani pek çok insan sizi öyle ya da böyle güldürebilirken, böyle bir Elementin olası Taşıyıcılarının sayısı inatla sıfıra yöneliyor. Yalnızca İyilik Unsurunun Taşıyıcısını bulmak muhtemelen daha zordur. Sonuçta, burada ihtiyaç duyulan şey, tezahürün% 100 kararlılığı, yaratıcılık ve çok arzu edilen, sistemi mümkün olan en kısa sürede, hatta sıfırdan bile "hız aşırtma" yeteneğidir.
Ayrıca dikkat çekici olan şey, hiçbir yerde Kahkahanın özellikle sevinçten veya buna benzer bir şeyden kastedildiğinin söylenmemesidir. Aksine, S01E02'de oldukça doğrudan ifade edildiği gibi, olumlu yöndeki Kahkahanın benzersiz özellikleri nedeniyle (hareketin aynı dürtüselliği sayesinde anlık etki çok daha güçlü algılanır) tüm durumlarda kullanılabileceği ve kullanılması gerektiğidir. en azından bir dereceye kadar uygundur.
Ne yazık ki, Pinky gibi eşsiz bir midilli bile dikkatsiz etkilerden hızla "kırılabilir". Elementin ana zayıflığı kendi içinde yatmaktadır: Görevi enerji vermektir, fakat yönlendirmek değil. Uyum Unsurları açısından bu o kadar önemli değil, tüm enerji anında Sihir Unsuruna gidiyor, ancak sosyal açıdan bakıldığında alaycılık, alay ve diğer "kahkahaların karanlık tarafları" tezahürleri veriyor "normal" kahkahaya benzer bir sonuç, ancak bunun tersi bir vektör. Eylemin dürtüselliği ve hem Elementin hem de Taşıyıcının genel istikrarsızlığı nedeniyle bu, öngörülemeyen ve çoğu zaman üzücü sonuçlara yol açar.
Pinkie'nin şaka sınıflandırması "iyi" mizah olmasına rağmen, yine de her şakanın yaratacağı etkiyi çok dikkatli düşünüyor.
Psikolojik portre
Amişler genetik olarak kapalı (ve nispeten küçük) bir popülasyondur. Gerçekliğimizde, bir dizi yatkınlık ve tam tersine çeşitli hastalıklara karşı kısmi bağışıklık ile karakterize edilirler. Yakın aile bağları nedeniyle aralarında psikolojik olanlar da dahil olmak üzere neredeyse benzersiz hastalıklar bile bulunabilir.
Bunun Equestria tablosuyla da örtüştüğünü varsayarsak, Pinkie'nin bilincini anlamak hemen zorlaşıyor çünkü onda gerçekten de benzersiz bir "faz kayması" olabilir. Resim aynı zamanda Equestria'nın tamamı için tipik olmayan pembe renkle tamamlanıyor, yerel Amish için çok daha az. Yani mutasyonlardan bile söz edebiliriz.
Bazı nedenlerden ötürü, pek çok kişi inatla bipolar duygusal bozukluğu pembe şekerciye (veya modası geçmiş terimlerle manik-depresif psikoza) atfediyor. Döngüsel doğası nedeniyle bu pek mümkün görünmüyor. Evet, uzun vadeli (hatta yıllarca sürebilen) bir kesinti olması mümkündür, ancak bu durumda antifaz şaşırtıcı derecede kısa sürelidir, birkaç saniyelik boşluklara kadar ulaşır (S02E19). Ek olarak, bu antifaz, beklenen depresyona karşılık gelmez, daha çok şaşkınlığı anımsatır (bunlardan bazıları, en sıradan histerinin çeşitli aşamalarında kendilerini gösterebilir). 
Bu nedenle bu duruma basitçe manik sendrom demek daha doğrudur. Prensipte, eğer görünürde bir takım alarm zilleri olmasaydı, buna sadece hipertimi bile diyebiliriz, Pinkie'nin bir bütün olarak tamamen sağlıklı olduğunu kabul edebilir ve bu konuda sakin olabilirdik. Ama ne yazık ki bu pek mümkün değil.
Pinky'nin kendini tanımlama meselesiyle ilgili olarak sözde "stresli" erteleme eğilimi göstermesi mümkündür. Ancak yaşla birlikte ortaya çıkan doğuştan bir anormallik de olabilir. Başlamak için asıl önemli olan Pinkie'nin bölünmüş bir kişiliğe sahip olmadığı ve hiçbir zaman sahip olmadığıdır. Depersonalizasyon, derealizasyon veya amnezi belirtileri yoktur. Pinkamina'yı unutun, öyle bir şey yok.
Yine de mevcut verileri erteleme resmine dayanarak değerlendirirsek, Pinky'nin keskin bir kendini inkar etme ve empoze edilen değerlerin reddedilmesinden muzdarip olduğu ortaya çıkıyor (bunların deneysel olarak mantıksız olarak tanınması nedeniyle). Hiç kimse kişiliğini korurken kendi dünya görüşünü bir tarafa çeviremedi, bu yüzden Diana içgüdüsel olarak yine kaba terimlere dönerek "sorundan kaçmaya" karar verdi. Karakteristik olan, bu tepkinin oldukça normal olmasıdır (gerçeklik ile içsel temeller, özellikle de aileyle ilişkili olanlar arasındaki bu kadar vahşi bir çelişkinin, dışarıdan yardımla bile olsa hayatta kalması ancak büyük bir çaba ile yapılabilir). 
Böylece yaşamın maksimum doygunluğu başlı başına bir amaç haline geldi ve Pinkie de bunu anlıyor ve kabul ediyor (S02E23). Tabii ki, bu tür davranışlar sapkın olarak değerlendiriliyor (Pinky'nin S01E25'teki şüpheleri gerçeklikten o kadar da uzak değil), özellikle de bu hedef başkalarıyla etkileşimi de içerdiğinden. Görünüşe göre o da bu sorunun farkına vardı ve bu yüzden sosyal temas sayısını en üst düzeye çıkarmaya çalışıyor. Ama bu yine de hızlı, gereksiz düşüncelere vakit ayırmayan bir uçuş: Bir noktada o kadar hızlanıyor ki kendi doğum gününü unutuyor. Partilerin kraliçesi böyle bir parti için en iyi nedenin ne olduğunu unutmuştu. Kendim hakkında.
Bunu doğuştan gelen bir sorun olarak düşünürsek, herhangi bir tedavi anlamsız görünecektir: Başarılı olsa bile kişilik umutsuzca bozulacaktır. Aslında bu aşamada önceki seçeneğe benzer bir etki elde edilecek, ancak zaten bazı çatallanmalar gözlemleniyor. Öyle ya da böyle, her iki durumda da, normalleşmeden sonra bile, büyük olasılıkla Pinky, ulusal olmasa da endüstriyel oranların parti üreticisi olarak kalmaya devam edecek.
Radikal ama etkili.
Bu arada, altı bölümden "aile birleşimi" temalı bir bölüm, Pinkie'nin başrolde olması en mantıklı görünecektir. Bekliyoruz, umuyoruz, inanıyoruz.
Dördüncü duvar
"Dördüncü duvar", geleneksel "üç duvar" tiyatrosunda oyuncularla seyirciler arasında hayali bir duvardır. Bu terim 18. yüzyılda Denis Diderot tarafından türetildi, ancak 19. yüzyılda "teatral gerçekçilik" olarak adlandırılan akımın ortaya çıkışıyla dolaşıma girdi ve daha sonra herhangi bir şeyle herhangi bir şey arasındaki hayali sınırı belirlemek için kullanılmaya başlandı. Kurgusal dünya ve izleyicileri (sinema, video oyunları vb.). Sahneden ya da perdeden izleyiciye doğrudan konuşan bir oyuncunun eylemine “dördüncü duvarı yıkmak” adı veriliyor.
Dışarıdan bir gözlemcinin bakış açısından Pinky, dizideki en "karikatürize" karakterdir, düzenli olarak fizik yasalarını çiğner ve periyodik olarak izleyiciye seslenir. İkincisi, yeni bir teknikten uzaktır ve buna son derece göze batmadan başvurmasına rağmen, çok ilginç bir teknik olduğu unutulmamalıdır. 
Belki de "dış dünyayla bağlantıları" ile övünen en ünlü karakter, Marvel çizgi romanlarındaki örnek çılgın Deadpool'dur. Popülerliğini mutlak çılgınlığıyla, okuyucularla diyaloglarıyla ve şaka yapmayı sevdiği bir çizgi romanda olduğunun net farkındalığıyla kazanan parlak bir anti-kahraman.
Serinin yaratıcılarının S02E14'te buna bir gönderme bile yapması ilginçtir: Chimichanga, Deadpool'un en sevdiği yemektir. Genel olarak, bu bölüm en "referanslı" ve Paskalya'dır (sadece Ditzy Doo'nun bu bölümde konuştuğunu unutmayın).
Mantık ve fizik ihlallerine gelince... komik, ama eylemin gidişatı açıkça imkansız olsa da, eylemlerin kendisi oldukça makul. Dahası, durumu neredeyse her zaman tamamen acısız bir şekilde zihinsel olarak "normal" bir görünüme kavuşturabiliriz. Yani bu pek de özel bir yetenek olarak kabul edilemez: Bu bakımdan Equestria dünyası Marvel'ın çizgi romanlarına benzer şekilde çalışıyorsa, Pinky kendini kontrol edebilir veya başka bir çerçeveye "girebilir", ancak bunu kendi isteğiyle değiştiremez. - “Karikatür mantığının etkisi” olarak adlandırılıyor.
Ama Pinky Feeling gerçekten ilginç bir yetenek. Eyleminin mekanizması, iç gözlemcinin bakış açısından bilinmemektedir, ancak dış gözlemcinin bakış açısından açıktır: Senarist yukarıdan bir şeyi düşürmeyi düşünür, Pinky hissini hatırlar ve bunu önceden belirler. Tipik olan şey bunun tüm dünyalarda aynı şekilde işlemesidir, çünkü artık Matrix'teyiz. Belki. 
Ancak belki de bir “içsel” açıklama da vardır. Kim bilir? Bu Pinky.
Pinkamina Diana Pie. Tahmin edilemez. Dürtüsel. Equestria'nın en eğlenceli midillisi çünkü farklı olmak istemiyor. Belki en basit kaderle değil, ama göster bana kimin kaderi basit? Sonuçta seçme şansı vardı. Peki partileri taşlarla dolu anılara tercih etmesi neden şaşırtıcı?..